“Kişinin dindarlığı ekmeğinin helâlliği kadardır”
İnsanın gönül âlemi, paranın nereden ve nasıl kazanıldığına göre şekillenir!.. (x) Ağızdan geçen helâl lokma ise kişiye rûhaniyet ve mânevî zindelik verir, haram veya...
İnsanın gönül âlemi, paranın nereden ve nasıl kazanıldığına göre şekillenir!.. (x)
Ağızdan geçen helâl lokma ise kişiye rûhaniyet ve mânevî zindelik verir, haram veya şüpheli bir lokma ise gaflet ve hantallık verir, duyuşları kısırlaştırır, kalbe bir perde olur.
Süfyân-ı Sevrî -rahmetullâhi aleyh-:
“Kişinin dindarlığı, ekmeğinin helâlliği nisbetindedir.” buyurmuştur.
Maalesef kapitalist zihniyet, mânevî değerleri fena halde tahrip ediyor.
Her ne varsa kendisine benzetiyor!
Dünya kazancı, âhiret kârının önüne geçmiş olduğundan nefis; “Bu işler böyle yürür!” diye mazeret üreterek işin haram tarafını göz ardı ettiriyor. Hâlbuki hiçbir yanlış adımın, doğru bir mazeret ve niyeti olamaz. Hele “Ben hayır yapmak için kazanıyorum.” diyerek haram-helâl ölçülerini çiğnemek, en hayırsız bir yöneliş ve nefsin aldatmacasıdır.
Büyük sermâyelerin, sistemleri ve hattâ insanları şekillendirmesine dayanan kapitalist zihniyetin, hiçbir mânevî tarafı yoktur. Bilâkis nefsâniyeti palazlandırdığı için, mâneviyâtı zaafa uğratan bir sistemdir.