Yazanın da, okuyanın da ölümlü olduğunu unutmayalım!..
Eski müftü çıkmış “eski partisi” CHP’yi kötülüyor... Dedikleri doğru da... CHP’yi yeni mi anladın, günaydın!.. ‘Genel Başkanınız, gezi vandallarını alınlarından...
Eski müftü çıkmış “eski partisi” CHP’yi kötülüyor...
Dedikleri doğru da...
CHP’yi yeni mi anladın, günaydın!..
‘Genel Başkanınız, gezi vandallarını alınlarından öperken nerelerdeydin beyefendi!..’
•
Neymiş, CHP’liler kendisi gibileri “vitrin malzemesi” olarak görüyorlarmış!..
Bu hep böyleymiş; “CHP’nin aslında dinle, diyanetle ilgisi yoktur”a çıkan laflar.
Bunu “Çıplak Uyarıcı” da yapmıştı;
“Ben vitrin malzemesi değilim laynnnn!”
Ne yani, sizi CHP’ye baba mevkilere getirmek için mi aldıklarını zannettiniz?..
Seçim öncesinde kimi çarşaflılara niçin rozet taktılarsa onun için...
Vitrin olsun diye, üç-beş oy gelsin diye, millet aldansın diye...
Bunları bilmek için “ilahiyatçı, eski müftü, profesör filan” olmaya mı gerek var; herkesin gördüğünü siz göremediniz mi?..
“Kader birliği” yaptığınız adamları, CHP yönetimini, aranız bozuldu diye yerden yere vurmanın ne mânâsı var!..
İki yüz yıldır önümüze çıkıp duran gerçeği siz yeni mi gördünüz?..
•
Ben böyle işleri sevmem; Abdüllatif Şener’i de “kötüleme” işlerine girdiğinden bu yana pek sevmiyorum zaten!..
Birlikte parti kur, beraber yürü o yollarda, beraber ıslan yağan yağmurda, sonra, “özelleştirmeyi” elinden aldılar diye kıvranmaya başla, “şarabın tadından başka her bi şeyini bildiğini” söyle, şirinlik olsun diye...
Sonra...