Kadir Gecesi ne zaman?

Sahabe-i Kiram efendilerimiz, kendilerinden önceki ümmetlerin ömürlerinin çok uzun olduğunu işitince; “Onlar Rablerine çok ibadet ve taat eylediler ama bizim ömrümüz onlara nispetle pek kısa, o kadar amel-i salih işlemeye...

Sahabe-i Kiram efendilerimiz, kendilerinden önceki ümmetlerin ömürlerinin çok uzun olduğunu işitince; “Onlar Rablerine çok ibadet ve taat eylediler ama bizim ömrümüz onlara nispetle pek kısa, o kadar amel-i salih işlemeye gücümüz yetmez” diyerek mahzun olmuşlar. Sevdiklerinin hüznüyle Efendimiz de (s.a.s) müteessir olunca, Kadir suresi Mekkeli bir vakitte muhteşem bir müjde ve teselli olarak nâzil olmuş. “Bin aydan daha hayırlı bir gece”nin müjdesiyle Efendimiz (s.a.s) ve dostları pek memnun ve mesrur olmuşlar. O gecenin ne zaman olduğu kendisine heyecanla sorulduğu vakit, Efendimiz (s.a.s), “Bana unutturuldu” buyurmuşlar ve muhtelif zamanlardaki ifadelerinde de “Ramazan ayı içerisinde arayınız”, “Ramazan’ın son on gününde arayınız”, Ramazan’ın son on gününün tek gecelerinde arayınız” benzeri tavsiyelerle ümmetine kolaylık sağlamışlar. Ulemanın kahir ekseriyeti, diğer bazı rivayet ve işaretlerden hareketle Ramazan-ı Şerif’in 27. gecesidir deyince günümüze kadar ulaşan sağlam bir kaville Kadir Gecesi’nin 27. gece olduğunda ümmet-i Muhammed ittifak etmiş. Ümidimiz odur ki Cenab-ı Hakk ümmetin bu hüsnü zannı hatırına o geceyi “bin aydan hayırlı” gece eylesin.

Kadir Gecesi’nden ismini alan Sure-i celilenin nazil oluş sebebinden gününün unutturulmasına, muhtelif rivayetlerle aranışının kolaylaştırılmasından 27. geceye ittifakla sabitlenmesine kadar pek çok cilve ve hikmet yok mu sizce de?

Allah (c.c) sevdiğini (s.a.s), sevenlerin mütehassis oluşuna bigâne kalmıyor, lütuf ve ihsanını esirgemiyor. Onların içinde değildik ama onların izinde olmakla bu sevgiden bizim de behredar oluşumuz mahcubiyetle hamd etmeye değmez mi?

Unutturulmasındaki hikmetlerden birisi de “ya bu geceyse” ümidi ile hiç olmazsa son on günün gecelerini ihya etmeye çalışanların her birine taat ve ibadetle geçen her bir geceleri için bir Kadir Gecesi sevabı verilebileceği ihtimali olamaz mı?

Efendimiz, ümmetinin Ramazan ayının bütün gecelerini ihya edemeyeceğini bilmekle, en azından son on günün tek gecelerinin kadrini bilsinler ve bu muazzam nimetten mahrum kalmasınlar diye merhamet eyleyip kutlu bir işaretle yol gösteriyor. Bu işaretlerle bize tebessüm eden raufiyet ve merhamet sahibinin hatırına hiç olmazsa son on gecenin kadrini bilmekle Kadir Gecesi’nin ihya ettiklerinden olmaya çalışmak, “Seni seviyorum ya Resulallah” demenin Ramazanca bir ifadesi değil midir?

Ramazan, kalplerimize ihsan sırrını taşır ki senenin bütün gün ve anlarında “Allah bizi görüyor” idrakinin derununa biraz daha erebilelim. Bu idraki “Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bil” diyerek kalplerimize emanet eden kudemâ, Ramazan-ı Şerif’in ruhuna bürünmüş kimselerdi. Onlar gibi, onların nasihat ettikleri gibi olabilsek keşke, ama nerede? Kadir’i arayanlardan değil Kadir’in kendisini bulduklarından olabilsek keşke, ama nerede? Kimisine on gececik bir arayış zor gelir de resmî geceyi bekler; kimisi ise yılın bütün gecelerinin kadrini bilerek ihya edilenlerden olur da yine acz ve fakr içre boynunu büker; “Bilemedim, affeyle, el-aman ya Rabbi” der.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhabaya muhtacız 04 Aralık 2021 | 198 Okunma Aman ha! 12 Eylül 2019 | 810 Okunma Hangi mahkeme? 05 Eylül 2019 | 499 Okunma La bu din n’etti size? 29 Ağustos 2019 | 1.266 Okunma Kebapçı tayfa 22 Ağustos 2019 | 879 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar