Yâr gelende toz olmasın
Ramazan gelir...Sırası gelince çıkıp takvimlerde arz-ı endam eden mübarek on bir aylar gibi değil; diğer bütün ayların yalnızca kendisi gelebilsin diye sırasını savmak için var olduğunun farkında...
Ramazan gelir...
Sırası gelince çıkıp takvimlerde arz-ı endam eden mübarek on bir aylar gibi değil; diğer bütün ayların yalnızca kendisi gelebilsin diye sırasını savmak için var olduğunun farkında olan hakiki bir sultan gibi gelir.
Son gelişinde bıraktığı hediyeleri zulüm kargaşa ve sefaletle hoyratça harcayarak nefes almakta güçlük çeken ihtiyar yeryüzüne taze ve yeni bir soluk, yeryüzünün ahvâlinden duyduğu hicabla mahzun ve müteessir gökyüzüne kadri bilinesi zamanları hatırlatan Hira kokulu bir umut gibi gelir.
Bu yer ve göğün kendisi için var edildiğini unutmakla, kendisinin ne için yaratıldığını hatırlamamanın ‘med-cezir’inde boğulan insana, yerlerin ve göklerin Rabbi’nden, ihtar libasına bürülü bir muştu, müjde peçesiyle setredilmiş bir ikaz gibi gelir.
Ramazan gelir...
Sevinç olur iftar eden simalara, bereket olur sahur eden hanelere, rahmet olur mukabele okuyan gönüllere, huzur olur teravihe bürünen secdelere, itikâf olur Rabbi’yle hemhâl ruhlara, müjde olur kadir bilen kullara gelir.