Başarının kapısını çalmakta olan genç bir sanatçının öyküsü

New York veya Washington'da iş veya gezi için gelmiş birçok genç Türk ile tanışıyorum.Onlarla sohbet etmeyi çok seviyorum çünkü hemen hepsi bu ülkeye başarmak ve sevdikleri işlerde yükselmek için gelmişler. İyiyi, güzeli yakalamak için arzulular.Bu çocukların çoğu özellikle Kaliforniya başta olmak üzere Amerika'nın batı taraflarından gelen gençler oluyor. Bu da çok doğal çünkü 21'inci yüzyıla özgü iş alemleri daha çok o bölgelerde yoğunlaşmış durumda.Çeşitli ortamlarda tanıştığım gençlerin önemli bir bölümü bilgisayar mühendisliği dalındalar ve Google, Yahoo, Facebook, Twitter başta olmak üzere önemli ve dev şirketlerde kendilerine iyi pozisyonlar bulmuşlar. Bu da şaşırtıcı değil çünkü hepsi de yetenekli. Türkiye'de iyi liselerde okuyup buralara gönüllerinde yanmakta olan tutkunun çağrısına uyarak gelmişler ve uğraşıyorlar.Onları dinlerken kalbimde taşımakta olduğum ülkenin geleceğini parlak görmeye başlıyorum. Hepsini de seviyorum ve gelecek başarı haberlerini de heyecanla bekliyoum.Bu genç insanlardan bir tanesi de Kerim Atlığ oldu. Onun macerasına daha da çok şaşırdım çünkü o artık gençlere neredeyse doğal yetenek olarak gelen bilgisayar dalında değil Los Angeles'ta görsel sanatlar dalında artık bir adım ötede gibi durmakta olan başarının kapısını çalıyor durmadan.Los Angeles gibi Hollywood bağlatntıları için acımasız mesleki rekabetin olduğu bir yerde görsel sanatlar (Visual arts) dalında var olmak ve başarıyı yakalamak üzere olması nedeniyle Kerim Atlığ'ın hikayesi ilgimi çekti ve detay istedim.1989 doğumlu Kerim Atlığ. Soyadı nedeniyle sordum ve doğru çıktım kendisi Nevzat Atlığ hocanın torunuymuş.Kerim, Koç Üniversitesi'nin Media and Visual Arts bölümünde medyanın birçok kolunun eğitimini alarak grafik tasarım, film, film editleme, fotoğrafçılık gibi dallarda çalışmalar yapmış. Dallarına bakarsanız şimdi tam da bu işlerin gözde olduğu ama şartların oldukça zorlayıcı olduğu bir şehirde çalışmalarını südürüyor.Kerim Atlığ o dönemde İstanbul'da sanat ve müzik etkinliklerini izlerken özellikle elektronik müzikten çok ilham almaya başladığını keşfetmiş. Özellikle The Chemical Brothers'ın 'Don't Think', Amon Tobin'in 'Isam' albümü görselleri, Ali M. Demiel ve Aaron Koolik'in sahne görselleri Kerim'e görsel ve animasyon yaratma konusunda ilham kaynağı olmuş.Bu isimler benim yaşımdaki insanlara pek fazla bir çağrışım yapmayabilir. Bunları Ertuğrul Özkök dışında hemen tanıyıp etraflı bir söylem tutturabilecek insan bizlerin yaşlarında fazla yoktur herhalde. Ben de isimleri not ettikten sonra evde internetten bazılarını seyrettim neler olduğunu anlamak için.Neyse mezuniyetinin ardından Kerim, 2014 yılında animasyon eğitimi almak ve sahne görselleri konusunda kendisini geliştrmek için Los Angeles'a gelmiş ve 'Los Angeles Film School'da 'Computer Animation and Visual Effects' bölümünde eğitim almış.Hollywood'un kapı komşusu olan o film okulunda okumanın ne anlama geldiğini bildiğimden Kerim Atlığ'ın hikayesi ilgimi daha da çekti.Daha sonra Amon Tobin'in 'Isam' konser görsellerini yapmış olan V Squared Labs şirketinde staj da yapmış. Tame Impala müzik grubunun konser görselleri de dahil olmak üzere birçok animasyon ve post-production projesinde yer almış bu genç Türk sanatçısı.Daha Türkiye'de okula giderken başlamış olan techno ve house müzik tutkusu Los Angeles'ta daha da güçlenmiş. Fatima Yamaha, Nastia, Legowelt, John Tejeda ve Dyed Soundorom gibi sanatçıların techno ve house müzik konserlerinde sahne de almış Kerim.