Ciddiyet illetinden deliren yazar

Aşırı ciddiyet, gerçek bir illettir. Hakkında yazdığım yazıya bir tekzip gönderen Sedat Ergin, geçenlerde eşi Canan’la kafasını dinlemek için İstanbul dışına çıkmış. Kendi anlatımına göre eğlenmek, huzurlu vakit geçirmek için yanında yine bir soruşturma dosyası götürmüş.

Dosyayı okurken yaşadığı heyecanı Canan’ın da paylaşmasını bekliyor. Bu durum onun için romantik bir anı oluşturuyor.

Canan, Allah’tan bir psikolog. Sedat’a da bir profesörlük tezi muamelesi yaparak ancak tahammül edebiliyor. Anlayacağınız Sedat kendisini koca sansa bile Canan için o sadece incelenip üzerinde klinik teşhis yapılması gereken bir vaka.

Evlilikleri bu yüzden yıllardır sürüyor. Canan onu psikolog olarak bir saha çalışması gibi ele alıp kurtardı durumu. Şimdi bana yolladığı tekzibi yayımlayacağım. Sadece onu okumakla bile adamın kafayı nasıl da yemiş olduğunu görebilirsiniz:

“Sevgili Serdar, 10 Haziran tarihli benden söz ettiğin ‘Türkçe’de en ürkütücü cümle’ başlıklı yazını dikkatle okudum. Yazına bir itirazım yok, ancak bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Benim Annan Planı’nın tümünü okuduktan sonra bu plan üzerine yazı yazdığımı söylemişsin. Evet, pek çok yazı yazdım. Örneğin, plan üç kez değişti, her aşamasını tahlil ettim diye hatırlıyorum. Ama referandumda sunulan nihai metin olduğunda 24 Nisan 2004 tarihli oylamadan önce 8 sayfalık bir özel Annan ekini de hazırladım. Annan Planı’nı herkesin anlayacağı bir dilde anlattım. Bu ek 25 Mart 2004 tarihinde gazeteyle birlikte verildi ve referandum öncesi okurlar açısından bir referans metni oldu, dikkatine getirmek istedim. Selam ve sevgilerle.”

İnanılmayacak bir şey ama adamın kısa açıklaması bile uzun ve sıkıcı olabiliyor. Emin olun buraya alırken sonuna doğru neredeyse üzüntüden şakır şakır ağlayacaktım. “Annan Planı’nın bütün aşamalarını tahlil etmiş” ve hepsi için ayrı yazı yazmış, bununla da yetinmeyip 8 sayfalık bir ek hazırlamış.

Açıklamanın sadece bu bölümü bile Sedat’ın acilen tımarhaneye kapatılması için yeter de artar. Sevgili Canan, bize bir iyilik yap, adamın oraya sevkini bir an önce örgütle de o da kurtulsun biz de.