Halk plajı deneyimi
Halktan fazla iyi bir şey beklenmemesi gerektiğini çok iyi bilen bir eski Marksist olarak Rana'dan o gün "Haydi kalk halk plajına gidiyoruz" lafını duymak oldukça şaşırtıcı ve de ürkütücüydü...
Neden ürkütücü geldiğini daha plajın ilk dakikasında anlamıştım ve bunu size de anlatacağım.
Ama asıl şaşırtıcı gelen benim o plaja çok alışmam ve halkla birlikte olmaktan keyif almaya başlamamdı.
Çünkü halk plajın gittiğim güne kadar halkla ilişkilerimde prensibim, "Ben onlara mümkün olduğu kadar az bulaşayım onlar da bana hiç bulaşmasınlar, ideal ilişkimiz böyle olmalı"şeklindeydi.
İlk günden sonra her şey değişti.
***
Bu yazı Yalıkavak'tan arkadaşım ve komşumun bana bir mesaj atmasıyla oluşmaya başladı. Mesaj resminde Yalıkavak’ın çok da çarpıcı bir fotoğrafı vardı. Ona bakınca ne kadar da özlemiş olduğumu anladım. Eski güzel günleri düşünürken halk plajı deneyimi de aklıma geliverdi.
***
Halk plajları genelde adının önünde 'Beach' tanımlaması bulunan yerlerin yanlarında oluyor.
Aynı deniz, aynı güneş olduğu halde beach’lerden denize girmek için halk plajına bedava gidenlerin günlük aile bütçesi kadar para ödemek gerekiyor.
Yanı başında aynı işi bedava yapacağın yer varken denize girmek için bu kadar para ödemeye ne gerek var ki sorusunu da sorabilirsiniz. Ancak beach'lere gidenler genellikle magazin dünyasını takip ediyorlar ve o dergilerde görünmelerinin tek şansı da bu beach'lere girmek.
Halbuki bilmiyorlar ki beach yerine halk plajına bir defa gitseler tüm medya bunu skandal ve büyük haber olarak verecek kendileri de medyada daha fazla görülecekler.