İftarlık Gazoz (2): İnsan olmak üzerine
Vay ne filmdi be. Bittiği anda gözlerimin yaşını sildikten sonra sanki üzerimden Türkiye geçmiş gibi hissettim kendimi. Bunu deyip, “Mutlaka görün” çağrısı yapıp bitirebilirdim...
Vay ne filmdi be. Bittiği anda gözlerimin yaşını sildikten sonra sanki üzerimden Türkiye geçmiş gibi hissettim kendimi.
Bunu deyip, “Mutlaka görün” çağrısı yapıp bitirebilirdim diyeceğimi.
Ama hayır, bu sadece “Çok güzel” deyip geçilecek bir film değil.
Üzerinde düşünülmesi, tartışılması ve yakıcı sorunlarımız hakkında konuşmalarımıza vesile olacak bir film bu.
İyi Müslüman, iyi solcu olmak ne demektir? Solcular ve Müslümanlar olarak hangi arada görüşeceğiz? O arayı oluşturmak için ortak endişe ve kaygılarımızdan hareketle bir paylaşılan hayat oluşturabilir miyiz?
Hepimizin ortak hedefi olarak “İnsanı yaşatmayı” tanımlarsak o zaman kendi yaşamlarımızdan yola çıkarak iman ile akıl arasında bir senteze ulaşabilir miyiz?
Bütün bunları tartışmalıyız, bunlar hayatımıza dair cevap bekleyen konular ve İftarlık Gazoz filminde bu soruların hepsine cevap verilmese dahi en azından bir başlangıç var.
Baştan önce şunu söylemeliyim, bunlar sadece Türkiye’nin değil dünyanın da cevabına acilen ihtiyaç duyduğu sorular. Türkiye’den başka da hiçbir ülkeden gelemez bunlara cevap.