Makul olmak ve davranabilmek
21'inci yüzyılın ilk yarısında 'Makul' saldırı altıdaydı. Global düzeyde insanlar makul olanı hayatlarının her alanından çıkarmak için özel gayret gösteriyor gibiydiler.
Bu gayret Türkiye'de de özellikle çarpıcıydı. Siyasette, dış politikada, özel ilişkilerimizde, belagatimizde makul olmayanı yapmak ve söylemek için çalışılıyor gibiydik uzun süredir.
***
Makul davranmak, akla mantığa uygun davranmak anlamına geldğinden bundan
uzaklaşmanın hem bireysel hem de toplumsal maliyetleri olacağı kesindi.
Nitekim Türk insanı makulden uzaklaşmanın bedelini hem bireysel hayatında hem de toplumsal yapısında hemen her gün ödemekte.
***
Makulün Türk siyasetine döneceğine ben Ekrem İmamoğlu’nun ortaya çıkması ile ve ona toplumdan gelen sevgiyi görünce yeniden inanmaya başladım. O güne kadar makulü bir daha görebileceğimize inancımı yitirmek üzereydim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da makulü görebildiğine ve istediği takdirde bunu toplumun hayatına tekrar sokabileceğini düşünüyorum.