Öğrenilmiş çaresizlik...
Kendimi ait hissettiğim ideolojik mahalleden insanlarla ne zaman sohbet etsem bir bıkkınlık, bir umut kaybı duygusunun yoğun olduğunu görüyorum. Kendimin de bundan muaf olduğumu söyleyebilmem ne yazık ki mümkün değil....
Kendimi ait hissettiğim ideolojik mahalleden insanlarla ne zaman sohbet etsem bir bıkkınlık, bir umut kaybı duygusunun yoğun olduğunu görüyorum. Kendimin de bundan muaf olduğumu söyleyebilmem ne yazık ki mümkün değil. Ayrıca hepimizin ağzında da bir 'öğrenilmiş çaresizlik' kavramı var. Bazı tartışma programlarında da kullanılıyor bu kavram.
Öğrenilmiş çaresizlik kavramı insanın sadece kendisinde var olmayan diğer insanlara bulaşıcı gibi olan, insanı daha iyi gelecek düşünmekten ve daha güzel hayatlar düşlemekten caydırabilen kötü bir bıkkınlık hali.
Bizlerin neden bu durumda olduğumuzu herkesin bildiğini düşündüğümden burada bunun nedenlerinin analizine girmeyeceğim. Girmeyeceğim ama şu anda bu ruh halinin yaygınlığı ve yoğunluğu nedeniyle bir ‘Contemptus Mundi’ durumunun olduğunu da üzülerek ifade etmeliyim. Ortaçağdaki koşulların kötülüğüne bir tepki olarak döneminin edebiyatında yaygın olan Contemptus Mundi hayatı hor görmek olarak anlatılabilir.
....