Yazar, okurunu öldürmeli
Okuma yazmanın içler acısı halinde olduğu ülkemizde sanki espri yapar gibi bir yazar patlaması da yaşanıyor. Üstelik bunlar sadece köşe yazarı değiller, edebiyatta da iddialılar.Bir ara şair patlaması...
Okuma yazmanın içler acısı halinde olduğu ülkemizde sanki espri yapar gibi bir yazar patlaması da yaşanıyor. Üstelik bunlar sadece köşe yazarı değiller, edebiyatta da iddialılar.
Bir ara şair patlaması yaşanıyordu. Aklına esen, biraz acısı biraz mutluluğu olan herkes, kısa cümleleri alt alta sıraladığında bunun şiir olduğunu sanıyordu.
Bu yazdıklarını sadece yastıklarının altında saklasalar iyi de bu tuhaflıkları şiir olarak yayıyorlardı.
Bunların çoğu doğal olarak yeteneksizdi de, ama bu fazla fark etmiyordu. Çünkü bunları okuyanlar da şiirden anlamıyordu.
Onlar için sadece duygularını paylaşmak, kendi acılarını çeken başkaları olduğunu da fark etmek önemliydi.
“Edebiyata vurulan darbe sadece bu düzeyde kalır” diye umarken bu kesim şimdi de romana el attı.
Uzun yazma sabrı olanlar, birbiri ardına romanlar çıkarmaya başladılar. Ben eminim ki bunların çoğu eskiden şiir de yazmışlardır. “Bunu yaptım, roman da yazarım” diyerek bu işe girişiyorlar.
Herhalde bunların bile okuyucusu olmalı ki şu anda birbirinden kötü roman benzeri şeyler etrafta dolaşıyor. Okuyucunun yüzeysel duygularına hitap edersen, onları hissettiklerini paylaşan cümleler yazarsan, hele dini temalı bir şeyler de yaparsan başarıyı buluyorsun.