Yoksa anlatacak hikayen kalmadı mı sandın, Joan
Janet Malcolm'un ölümü üzerine 'Sevdiğiniz bir yazar ölünce' başlıklı yazımı 21 Haziran tarihinde yazdım. Bunun beni hayatımı yeniden değerlendirmeye ittiğini söyleyebilirim. Çünkü...
Janet Malcolm'un ölümü üzerine 'Sevdiğiniz bir yazar ölünce' başlıklı yazımı 21 Haziran tarihinde yazdım. Bunun beni hayatımı yeniden değerlendirmeye ittiğini söyleyebilirim. Çünkü düşünce sistemi olgunluğuna erişme dönemim de sürekli severek, hayran olarak okuduğum bir yazardı Janet. O yazıda da itiraf ettiğim gibi onu okuya okuya, anlamaya çalışa çalışa sonunda galiba ona aşık da olmuştum. Ölümü bu yüzden beni hayli sarsmıştı. Kendimi yeniden düşündüm dedim ya onun ölüm haberi geldikten sonra bir yazar olarak ne yapmakta olduğumu da sorgulamaya başladım. Kendimi Janet ile yazarlık hakkında konuşuyormuş gibi hayal ettim. Bu olabilseydi bana neleri, neden yazmakta olduğumu soracağına da emindim. Onun gözünde iyi görünmek benim için önemli olduğundan onun beğeneceğini sandığım türde yazılar yazmaya işte o gün karar vermiştim. 6 aydan fazla sürmekte olan yeni türde yazılarımı yazmaya o gün karar verdim. Janet'in beni gittiği yerde, diğer tapar derecede sevdiğim yazar Joan Didion'un ise burada yazılarımı değerlendireceklerini hayal ederek yazmaya başlamıştım. Bu usta büyük kadın yazarların iyi yazı kriterlerini tutturmaya uğraşmak çıtayı hayli yüksek tutmaktı bunu tutturmayı...