Başkanlık nitelik sorununu çözer mi?
Cumhuriyet resepsiyonu için Külliye'deyiz.Başbakan Binali Yıldırım ile karşılaştık. Yeni anayasanın ruhu üzerine sohbette Yıldırım; daha etkin ve yetkin yönetim anlayışından, karar...
Cumhuriyet resepsiyonu için Külliye'deyiz.
Başbakan Binali Yıldırım ile karşılaştık. Yeni anayasanın ruhu üzerine sohbette Yıldırım; daha etkin ve yetkin yönetim anlayışından, karar süreçlerinin hız ve kalitesinden söz ediyor.
Başkanlık sisteminin bu alanda getireceği dev iyileştirici adımlara vurgu yapıyor.
Mevcut yapı içinde kamunun karar süreçleri, hantal bürokrasimiz yüzünden ağırlaşmış yer yer durma noktasına gelmiş bulunuyor.
Özellikle hızlı karar alınması gereken alanlarda göstereceğimiz zaaf, ülkeye fırsat kaybına yol açmakla kalmıyor, küresel arenada geri kalmamız riskini taşıyor.
Bugün 3,5 milyon memuruyla Türkiye, nüfusa göre kamu çalışanı sayısında yeterli sayılabilirken nitelik açısından bakıldığında "çok daha fazlasına ihtiyaç" duyacak noktadadır. Sorun, memur niceliğinden ziyade nitelik ve ülkeye dağılımına dairdir.
Problem olan; devlet vatandaş ilişkisinde değişen süreçlere uygun personel rejimine sahip olmayışımızdır.
Memurlar gereksizdir demiyorum. Çoğunun görev tanımları ortadan kalkmış olmasına rağmen, hayatta karşılığı bulunmayan kamu hizmetleri(!) üretilmeye devam etmektedir.
Değer yaratmayan iş süreçleri için eskiden gelen kadroları dönüştürmek de kolay değildir. Hal böyle olunca zihinler, memur sayısına odaklanmakta ve her yeni personel alımı, göze batabilmektedir.
Çare; yeni bir insan kaynağı yaklaşımıdır.
Yeni anayasa ile şekillendiğinde başkanlık sistemi; yüzyıllık sorunumuz bürokrasiyi hantallıktan kurtarabilir. Misal başkanlıkla yönetilen bazı ülkelerde, tepe bürokrasinin %15'i, başkana bağlı değişip, gerisi sabit kalabilir.