'Ben yalnız çalışırım!'
Dünya hiç bu kadar zengin ama bir o kadar sorun yumağı olmadı. Sorunlarla baş edebilmek, kişisel becerilerin çok...
Dünya hiç bu kadar zengin ama bir o kadar sorun yumağı olmadı. Sorunlarla baş edebilmek, kişisel becerilerin çok ötesine taştı. İşbirliği ve işbölümü olmaksızın bireysel enerjiler para etmiyor, sonuç getirmiyor.
Aziz Sancar bile Nobel'i 3 kişi bir arada alabildi. Dün Roche Genel Müdürü Adriano Treve ile ilaç sektörünü konuşurken ilginç bir tespitte bulunuyor: "Türkiye'de inanılmaz iyi bilim insanları var.
Ama sorun, birlikte çalışmaya yanaşmamaları..."
KOBİ'ler: Bizi orta gelir tuzağında patinaj yaptıran tutumun, "ben yalnız çalışırım" saplantısı olduğunu düşünenlerdenim. Anadolu Kaplanları bu yüzden gelişemiyor, "azıcık aşım kaygısız başım" zihin yapısından çıkamıyor. Aile şirketleri: %80'i 3'üncü kuşakta dağılıyor her kardeş, şirketin bir parçasını alıp, zaten yetersiz olan kurum ölçeğini daha da küçültüyor. Bankalar: İleri teknolojiyi herkesten önce kullanacak kadar vizyoner ama bir o kadar da "collaboration" kavramından uzak davrandılar. ATM caddeleri kuruldu ve o cari açık üreten pahalı cihazların bir arada çalışabileceğini yıllar sonra kavrayabildiler.
Araziler? Miras hukuku sayesinde her kuşakta daha da parçalanan tarım arazileri bugün halı saha boyutlarına indi. Hükümetin toprak bütünleştirme gayretlerine rağmen her vâris "ben yalnız çalışırım" inadında...
Telekomcular? Her biri kendi altyapısını kurma gayretinde... Ortak altyapıyı birlikte kullanmak yerine "ben yalnız çalışırım" yüzünden cari açık üretiyorlar. Misal İstanbul'da İSKİ her eve boru döşemişken, başka bir şirketin su borusu döşemesinin anlamı var mı?
Bizdeki bu "ben yalnız çalışırım" saplantısı ile çıkabileceğimiz irtifa bellidir ve ne yazık ki bu düşük irtifa vitesini yükseltmek için birlikte çalışmaya ihtiyacımız vardır.