Devrim ve teşvik
Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Külliye'de açıkladığı Proje Bazlı Yatırım ve Teşvik Sistemi, Cumhuriyet tarihimizin en iyi düşünülmüş, akıl ve vicdan süzgecinden...
Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Külliye'de açıkladığı Proje Bazlı Yatırım ve Teşvik Sistemi, Cumhuriyet tarihimizin en iyi düşünülmüş, akıl ve vicdan süzgecinden süzülmüş, devrimci yaklaşımı oldu.
Eskinin vahşi sulama benzeri sektör veya bölge teşvik yöntemi, suyu getirenle testiyi kıranı pek ayırt etmezdi.
Kaynaklarımızın çoğu, hak eden ile hack (vurup alan) eden arasında ayrım yapılmaksızın kullandırılırdı.
İzleyen yıllarda yağmur sulama benzeri, daha yararlı ama neticede kaynakların ziyan edilmesini önleyemeyen yöntemler denendi.
Ne kadar sonuç odaklı olursanız olun, eldeki imkânlardan mümkün olduğunca daha geniş kitleleri yararlandırma noktasında, demokratik olsalar da büyümeye, kalkınmaya hizmetleri sınırlı oldu.
Dünkü sistemi, damla sulamaya benzetiyorum ben. Yıllarca savunduğum şuydu; teşvik ile uçuracağımız şeyler sınırlı sayıda olmalı. Zira kaynaklar sınırlı. Bu yüzden akıl ve vicdan heyetinden geçen, proje bazlı sisteme geçmeliydik.
Geçtik de... Pistin ucuna varmış, neredeyse havalanacak uçağın deposuna yakıt koyabilmek için, hangardaki hantal uçağın deposunu da doldurmaktan vazgeçtik. Take off'a geçmek üzere olan, uçtuğunda, ekonomiyi uçuracak, nitelik sıçraması sağlayacak uçaklarla sınırladık teşviki...
Devrim tam da buradadır. 10 ayrı alanda, öncü teknoloji üreten, dışa bağımlılığı azaltırken, ekonomiye can verecek 19 firmanın 23 projesi...
Verilen teşviklerin tercümesi şudur:
"Siz yeter ki üretin, her