Haçlı ittifakının Türkiye seferi
Tarih felsefecisi Arnold Joseph Toynbee'nin medeniyetlere dair bir tespiti var: "En parlak uygarlığın barbarlığa yakınlığı, en parlak demirin pasa yakınlığı kadardır." Batı'nın penceresinden bakanların dahi...
Tarih felsefecisi Arnold Joseph Toynbee'nin medeniyetlere dair bir tespiti var: "En parlak uygarlığın barbarlığa yakınlığı, en parlak demirin pasa yakınlığı kadardır." Batı'nın penceresinden bakanların dahi inkâr edemediği bu olguyu doğrulayan yeni örnek, Almanya ve son olarak Hollanda...
3 tarafı deniz, 4 tarafı sorunla çevrili bu çetin coğrafyada Türkiye, güneyinde sıcak savaşın mücadelesini verirken, sözüm ona NATO müttefiklerimizin "21. yüzyıl barbarlığına" tanık oluyor.
Batı Kulübü kurucusu, yaşlanan ve yavaşlayan Avrupa, Pasifik havzasına doğru kayan zenginliğin güç kapısı Türkiye'nin tırmanışından fevkalade rahatsız... Avrupa Birliği kapısında yarım asır bekletilmemizi sorguluyoruz artık.
Gümrük Birliği dahil, bizim Avrupa'ya ihtiyacımız, onların Türkiye'ye mecburiyetinin çok çok altında... Maastricht Kriterleri dayatıp ekonomik göstergelerimizi sorguladılar. Bütçe açığından borç oranına dek biz bu ölçüleri sağladık ama onlar, kendi kriterlerinin çok gerisinde kaldılar.
Peki ya Kopenhag Kriterleri? Demokrasi ve insan hakları dersi vermekte pek mahir görünüyorlar fakat bakanımıza yaptıklarına bakın. Misal Hollandalılar, Bosna Savaşı'nda Sırp askerinin kuşattığı 5 bin Boşnak, Birleşmiş Milletler'in Hollandalı askerlerine sığınmıştı.
Onlar ne yaptı peki? Kendilerine sığınan Boşnakları Sırp askerlerine teslim etmiş, "içlerinden 300 kişiyi seçin, öldürün" izni verip Srebrenica katliamını başlatmışlardı.
Yandaki tabloya bakın; Türkiye- Hollanda ekonomik ilişkilerinde, rahatlıkla "ihmal edilebilir" düzeyde bir bakıma devede kulak bir ülke durumundalar.