Karmaşada hız yapmak
Seçimle artık geri dönülmez şekilde yeni yola giren Türkiye, yoğun olduğu kadar kritik yığınca süreci yönetecek. Artan jeopolitik önemi, kurala uyan ülke yerine kural koyan ağırlığı, oyun...
Seçimle artık geri dönülmez şekilde yeni yola giren Türkiye, yoğun olduğu kadar kritik yığınca süreci yönetecek. Artan jeopolitik önemi, kurala uyan ülke yerine kural koyan ağırlığı, oyun kuruculuğu ve uygarlık talepleriyle şimdi ihtiyacımız olan en acil şey icraat hızı...
Dünya, hiç bu kadar zengin ve bir o kadar karmaşık süreçler içinde olmamıştı. Küresel arenanın siyaset ve ekonomi iklimini krizler çağı olarak nitelendirmek mümkün. Aslında "krizlerden öğrenen" yapısıyla Türkiye, bu alanda, "bedeli fazlasıyla ödenmiş" bir beceri sahibi sayılabilir.
Bunun anlamı şu: "İstikrar diye bir şey yok, olsa bile sürdürülebilir değildir, istikrarsızlık kalıcı hale geliyorsa bu durum bir varoluş biçimi olarak tanımlanmalı."
Küresel karmaşa yüzünden istikrarsızlığın "yeni normal" haline geldiği dünyada, "istikrar arayışı" eski ezbere dönüşüyor. Şairin dediği gibi "asude olayım dersen gelme cihana." Dün İSO Başkanı Erdal Bahçıvan "ülkelerin içe kapanması, dünya barışı için tehdit" diyor ve korumacılık karmaşasına dikkat çekiyordu.
Ve bir kez karmaşada yol almayı becerince de tüm "iş, ilişki, iletişim ve bilgi süreçlerini" buna göre yapılandırıyor, ardından "sürdürülebilir istikrarsızlığı inşa etmeye" başlıyorsunuz.
Dünyanın yakın geleceğinde istikrar gözleyenlerimize bir uyarı: "Lim anda çürüme riskiniz" hayli yüksek! Bu uyarı, kamu yönetimi kadar iş dünyası için de geçerli. Tam da bu süreçte iyi bir adım attık ve başkanlık sistemini seçimle onaylayıp ehil ve güçlü kaptanı dümene geçirdik.
Kıyı veya iç deniz kaptanı olmak bu yolculuğa yetmez, fırtınalı okyanuslarda yol alabilmek gerekir. Bundan daha fazlası bekliyor Başkan Erdoğan'ı; karmaşa okyanusunda hız yapmak...
Zira dünyadaki değişimin dev dalgalara dönüştüğü günümüzde Türkiye gemisini güvenli limanlara ve üstün uygarlık kıyılarına taşıma iddiamız var.