Ovit Tüneli uygarlık talebi
İnsan zihni, algıladığından ötesini isteyemez. Önce zihninize düşer, sonra da hayat bulur zamanın bir yerinde... 1880'de atalarımızın zihnine düşen Ovit Tüneli dün hayat buldu. Cumhurbaşkanı Recep...
İnsan zihni, algıladığından ötesini isteyemez. Önce zihninize düşer, sonra da hayat bulur zamanın bir yerinde... 1880'de atalarımızın zihnine düşen Ovit Tüneli dün hayat buldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 138 yıllık hayali gerçeğe dönüştüren ilk geçişi yaptı; "Biz bu projeye ilk başladığımızda birileri ne diyordu; hayal... Yaptık mı? 1880'den beri bu proje hep konuşulmuştur." Konuşan zihnimizdi.
Gerçekleştiren ise uygarlık talebimiz...
Rize'nin İkizdere'si ile Erzurum'un İspir'i 14.3 kilometrelik çift tüplü tünelle artık çok daha yakın... 2012'de başlandı ve bugün artık hayatımızda.
İsviçre'ye her gidişimde fırsat buldukça araba kiralar ve dağları delik deşik eden tünellerini sıkça kullanırım.
Zihnimde daima "benim çetin dağlık coğrafyamda, Karadeniz'de neden böyle tüneller olmasın ki" fikri yankılanırdı.
Böylesi iddialı projeler, tarihe iz bırakmanın yanı sıra uygarlık talebinin hayat bulmuş halidir ve kentlere değer katar. Rize'ye de, Erzurum'a da... Aslında civar tüm coğrafyaya...
Doğar, yaşar ve ölürler. İnsandan tek farkları, bu süreçlerin ömrüne dairdir.
Kimi maytap gibi hızla doğar, yükselir ve söner gider. Kimi de uzun soluklu meşale gibi, zamanın dişlileri arasında erimeden, zaman zaman solsa da sönmeden, var olur gider.
Derler ki eğer çok hızlı gitmek istiyorsan, tek başına yola çık. Ancak çok uzağa gideceksen, beraber yola çık. Kiminle? Seni var eden amacın, habitatın, enerjinle... Kentleri insana benzetirken, insan ilişkileri kurgulama tarzıyla uygarlık talebini de tanımlamış oluruz.
Tarih sahnesinde var olmak, öyle kolay değildir. 3 temel dinamik aynı anda var olmalıdır. Aksi halde tarihin "ölü kentler galerisine" tablosu asılır, kitap sayfalarında ansiklopedi maddesi olur, arkeologların ilgi alanına, antropologların tezlerine dâhil olur.
Ovit'in bağladığı kentlerin doğal imkânları, fauna, flora, su, hava, iklim ve ticaret yolları buna dahil unsurlardır.
Üçüncü parametre ise kabiliyetlerdir.
Uygarlık talebimiz sürdükçe, Ovit benzeri başarıları hayatımıza katmayı sürdüreceğiz. Ancak Osmanlı'dan başlayan bu rüyayı akamete uğratırsak, bir 138 yıl daha beklemek zorunda kalacağımız yığınca tarihi hata bizi bulacaktır.