Sen ağa ben ağa ineği kim sağa?

Kur bahanesiyle etiketleri coşturanlara dair her gün farklı öyküler geliyor. KURnazlığın ana besin kaynağı ise üretimsizlik... Öyle ki dövizle ilgisi olsun, olmasın pek çok kesim, üretimsizliğini zamla telafi...

Kur bahanesiyle etiketleri coşturanlara dair her gün farklı öyküler geliyor. KURnazlığın ana besin kaynağı ise üretimsizlik... Öyle ki dövizle ilgisi olsun, olmasın pek çok kesim, üretimsizliğini zamla telafi aymazlığında...
Emirgan'da dondurmacı... Bir hafta önce külahı 3 lira olan dondurmayı şimdi 3.75'ten satıyor. Gerekçesi kurlar ama can alıcı sebep, buna itiraz eden müşteriye oradaki esnaftan geliyor: "Sen ağa, ben ağa... İneği kim sağa?"
İnekler sağılmıyor. Daha doğrusu olanları sağıyoruz da sayıları azalıyor, merayı, yemi bahane edip süte hasret ulus haline geliyoruz. Tarım, sanki utanılacak bir şeymiş gibi, "efendim bilişim teknolojilerinde üretici olmak yeter" gibi fantezilere saplanıyoruz.
Bilişim teknolojilerinde üretici olmak iyi fikirdir ancak bitleri baytları yiyemezsiniz. Sanayi, bir şeyden çok üretmektir ve bir ülkede sanayi varsa, kalkınma sürdürülebilir olur fakat makineler ile sofrayı donatamazsınız.
Savunma alanındaki başarılarınız size düşmanla savaşta avantaj sağlar, kendi ürettiğiniz silah ile vatanı savunursunuz fakat içecek suya, beslenecek gıdaya ihtiyaç duyarsınız.
Tarım, bu anlamda en temel ihtiyaç olan beslenmenin karşılığı, endüstriyel tarım ise kalkınmanın bir diğer motorudur. Kendine yeten 5 ülkeden biri (diğer 4'ünü asla bilemedik) olmakla övündüğümüz yıllar eskide kaldı. Bugün Türk tarımı, potansiyellerine erişememiş, iyileştirme alanlarıyla dolu bir sektör.
Geçen yıl yaylama ilçeden süt götürmüştüm. Bu yıl civar yayla çöplükleri, plastik yoğurt kaplarıyla doldu taştı. Karadeniz'de yaylalar, hayvancılığı terk etmiş, şehirden yaylaya süt götürür hale gelmişiz.
İç Anadolu farklı mı? Yem üretimi de hayvancılık da kan kaybetmeyi sürdürmüş. Her yıl daha az davar, nahır sürüsü görebiliyor her yaz daha az çayır, yonca, yem üretiyoruz. Geçimlik tarım dahi terk edilmiş, gurbetteki vatandaşın tarlasını ekecek insan sayısı gerilemiş...
Sorun şudur? Eğer biz üretmez isek, besinler nereden gelecek? Eğer biz çocuklarımıza tarımın önemini anlatmaz isek, etlerin süpermarket raflarında yetiştiğini sanan yeni nesiller oluşacak. Eğer biz üretmediğimiz gıdayı ithal kolaylığını seçersek, yeni bir dışa bağımlılık üreteceğiz ki bu hayati olacak.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şeffaf ve güçlü Devlet AŞ 19 Kasım 2018 | 4.688 Okunma Fakir ülke zengin ülke farkına dair 18 Kasım 2018 | 5.975 Okunma Türkiye’nin kadın gücü 16 Kasım 2018 | 4.240 Okunma 2023 için yap-kirala-devret modeli 15 Kasım 2018 | 4.772 Okunma Gençler 1 günü 34 saat hissediyor 14 Kasım 2018 | 5.293 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar