Tanbur Kemençe söyleşi notları
Önceki gece Grand Pera'da klasik kemençe-tanbur sohbetinde iki büyük ustayı, Murat Salim Tokaç ile Derya Türkan'ı dinledim. Tatyos'un Hüseyni saz semaisiyle bitirirken Tokaç; bize bu topraklarda dayatılan "ayrılık, gurbet...
Önceki gece Grand Pera'da klasik kemençe-tanbur sohbetinde iki büyük ustayı, Murat Salim Tokaç ile Derya Türkan'ı dinledim. Tatyos'un Hüseyni saz semaisiyle bitirirken Tokaç; bize bu topraklarda dayatılan "ayrılık, gurbet, acı ve kederler olsa da aynı kültürde birlikte olmanın gücünden" bahsediyordu.
Bunlara yumuşak güçler diyoruz ve gözlemim odur ki uyanan devin gücünü; bizim dışımızdakiler bizden daha önce kavramış... Aslında Türklerin yarını geldi ama biz Türklere haber vermeyi unuttular...
Dünkü "Uyanan Dev; TÜRKİYE" yazıma çok sayıda tepki geldi... Çoğu; olumlu ve pirinçteki beyaz taşları ayıkladıkça ülkemin daha neleri başarabileceğine dair katkı dolu mesajlardı bunlar... Fakat hala bir kesim, özgüvensiz duruşla, abarttığımı düşünüyor ve eksiklere odaklanıyor.
Türkiye'nin gücü, sadece silahlı kuvvetlerinin Afrin'de sergilediği yetenekleriyle tanımlanmaz. Ekonomisinin gücü; milli geliri, beşeri sermayesi; istihdama katılımı, parasının gücü; senyoraj geliriyle tanımlanamayacağı gibi...
Dünyada batan ulusların cankurtaran filikası olmak, 4 milyarın kıblesi Kudüs'e sataşana kafa tutmak, aç ve yoksullara kucak açmak, sevgi kurağı coğrafyalara Kızılay'ı ile sadece yardım değil duygu da götürmek, folkloru, klasik müziği, kadim sanatlarıyla başka kültürlerin ilham kaynağı olmak...
İnsan; kendini, kurumu veya ülkesini değerlendirirken, alkış ile kargış arasındaki ifrat salıncağında sallanmak zorunda değil ki... Biliyorum, sadece alkışla olmaz veya hamasetle... Ama öğrenilmiş acizlikle sürekli kendini kötülemekle, "yurdum insanı" diye aşağılamakla hiç olmayacağı ortada...
Bu ifade; yaygın bir aşağılama cümlesidir. Türkler tarafından Türkler için kullanılır. Anlamı; ilkellikleri "yurdum insanına" adreslemektir. Bu ifadeyi kullananlar kendilerini; toplumdan farklı bir noktada, üstte konumlandırırlar. Alabildiğince küçümseme, mizahla karışık "aşağılama" vardır sözlerinde...