Türk mermeri
Darı ambarı üzerinde açlıktan ölen tavuk olmak... Nasıl bir duygudur acaba? Misalvereyim, size de yaşatayım. Zira ben bunu çok sık yaşıyorum...Misal Allah fındık bitkisinin üçte ikisini bu coğrafyaya...
Darı ambarı üzerinde açlıktan ölen tavuk olmak... Nasıl bir duygudur acaba? Misalvereyim, size de yaşatayım. Zira ben bunu çok sık yaşıyorum...
Misal Allah fındık bitkisinin üçte ikisini bu coğrafyaya bahşetmiştir ama borsası Avrupa'da, kârı dışarıdadır. En bereketli yılda Türkiye 2.5 milyar $ kazanır ama bizden aldığı fındıkla yasal uyuşturucu Nutella'yı yapan Ferrero yılda 13 milyar euro elde eder.
Misal kayısı, Malatya'nın simgesidir, endemiktir ve dünyadaki epidemikleri, lezzetinin yakınına yaklaşamaz. Yine aynı döngü, bu zenginliğimiz için de geçerlidir.
Dünyada kirazın baş üreticisiyiz ama en fazla pazarda satarız.
Oysa Japonya sadece çiçeğinin (sakura) festivalinden turizm rekorları kırar.
Bu cennet vatana bahşedilmiş daha nice "darı ambarı" var fakat bu yazının konusu mermerimiz sadece... Türk mermeri diye bir yeraltı zenginliğimizin nimetini, İtalya yer, Çin yer. Bize de bakmak düşer. Niçin mi? Anlatayım.
Geçen ay Hindistan'da idim. Agra'daki Taç Mahal'i ziyaret ettim. Yıllarca hakkında yığınca okumalarım olan yapıyı yakından görünce tam bir hayal kırıklığı yaşadım. İmparator Cihan Şah'ın, kocasını öldürerek evlendiği 7 eşinden 4'üncüsü Mümtaz Mahal'in 14'ncü çocuğuna hamileyken vefatı üzerine yaptırdığı mezarın adı Taç Mahal.
Her yıl 3 milyon turist burayı ziyarete gelir.
Zira bir kadına duyulan aşkı simgeler... Cihan Şah'ın Mümtaz'ın ölümünün ardından kız kardeşiyle evlendiğini hesaba katarsak ne aşk ama...