Uygarlığa yol açtık
İstanbul Boğazı ilk kez geçilmiyor… Avrasya Tüneli son geçiş olmayacak. Ancak Avrasya Tüneli'ni ayrıştıran yığınca özellik var.Birincisi; bu tünel İstanbullu için "kent konforu" olmanın...
İstanbul Boğazı ilk kez geçilmiyor… Avrasya Tüneli son geçiş olmayacak. Ancak Avrasya Tüneli'ni ayrıştıran yığınca özellik var.
Birincisi; bu tünel İstanbullu için "kent konforu" olmanın ötesinde, uygarlığa yol açan öneme sahip. Yerin altından kavuşan Boğaz'ın iki yakası olsa da büyük fotoğrafta "one belt one road" projesi olan tarihin ekonomik tekerrürü saydığımız eko sistemin bir parçası.
İkincisi; Türkiye ekonomisinin üçte birini taşıyan İstanbul'da insan kaynağının, siparişlerin, iş gücünün daha hızlı ve stressiz seyahatidir.
Üçüncüsü; çevre için daha az karbon salınımı demektir.
Dördüncüsü; cari açığa akaryakıt katkısıdır.
Beşincisi; tünel teknolojisine Türk mühendisliği katkısı, küresel müteahhitlerimiz için gururdur.
Altıncısı; FETÖ'sü PKK'sı ve daha binlerce belanın YIKIMINA karşılık bizlerin cevabı YAPMAK refleksidir.
Özetle uygarlığa yol açtık, daha yaşanılır bir dünyaya vesile olduk.
En derin hüzün "elem"
Tünelin açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan müteveffa Andrey Karlov'un sırtından kahpece vurulmasından bahsederken "Putin'i arayarak kalleşçe saldırıdan duyduğumuz "derin elemi" kendisine bizzat ilettim" ifadesini kullandı.
"Elem" kelimesi, sıradan bir üzüntü ifadesi değildir. TRT'de "Can Veren Pervaneler" programını sunan divan edebiyatı uzmanı Hayati İnanç, stres benzeri üzüntüleri dile getirirken dilimizdeki zenginliğe vurgu yapar ve 20 kelime sayar: 'Gam gussa kasvet keder melal inkisar ıstırap hüzün kahır yeis efkâr tasa dert mihnet elem, üzüntü sıkıntı kaygı enduh küduret dilhun…'