Uyum sürecinde özel sektörümüz
Referandum geride kaldı. Türkiye, güçlü liderlik ve siyasal istikrarı kurumsallaştırananayasa değişikliğini kabul etti. Biliyoruz ki şimdi farklı bir dönem içine girdik. Fakat bu farklı...
Referandum geride kaldı. Türkiye, güçlü liderlik ve siyasal istikrarı kurumsallaştırananayasa değişikliğini kabul etti. Biliyoruz ki şimdi farklı bir dönem içine girdik. Fakat bu farklı döneme eskiden, hangi davranışları taşıyıp hangilerini terk edeceğimizin bilincinde değiliz.
Dün iş dünyası temsilcilerinin referandum sonrası değerlendirmelerini yansıttık okurlarımıza… Genel beklenti, ekonominin daha iyi bir yarına doğru yol alacağıdır.
Birincil söylem; yapısal reformların hızlanacağı, çalışma hayatının daha rekabetçi veüretken hale geleceğidir.
Ancak benim dikkatimi çeken, bu beklentinin nasıl gerçekleşeceği yolundaki detayda, iş dünyasının mevcut alışkanlıklarını yarınlarda da değiştirmeleri gerektiğini kavramadıklarıdır. Misal yeni dönem deyince hükümetin yeni teşviklerinden söz edenlere, vergi düzenlemesinde sektörü veya şirketi lehine iyileştirme bekleyenlere tanık oldum.
Biliyoruz ki insanın fikri, önceden değişir ama hayatımızı; alışkanlıklar şekillendirir. Fikrimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ama alışkanlıklarımız parlamenter sistemde kalmış ise referandumdan beklenen faydayı nasıl sağlayacağız?
Gördüğüm kadarıyla yeni sistemin getireceği - götüreceği şeyler üzerine etki analiziyapmış hiçbir kurum yok. Klasik söylemde; "yaşayıp görecek" ve kervan yolda düzülecek. Oysa geri dönüşü olmayan bu sistem değişikliğinde özel sektörün kendi karar süreçlerini, değer üretme tarzlarını ve küresel rekabette almaları gereken tedbirleri, çalışmış olmalıydı.