Zekâ ve yetenek
İkisine de öylesine muhtacız ki… Beşeri sermayemizin bu altın çocuklarını bulup çıkarmak, daha iyi bir yarın için her kademede ülkenin hizmetine hazırlamak… Ben, eğitimin işlevlerinden birinin de bu...
İkisine de öylesine muhtacız ki… Beşeri sermayemizin bu altın çocuklarını bulup çıkarmak, daha iyi bir yarın için her kademede ülkenin hizmetine hazırlamak… Ben, eğitimin işlevlerinden birinin de bu olduğuna inanıyorum.
Türkiye Zekâ Vakfı olarak çeyrek asırdır ülkemizin yetenek havuzuna üstün zekâlılarımızı katmak için uğraşıyoruz. Zekâ ve Yetenek Kongresinde binlerce gencimizin coşkulu katılımı, Türkiye'nin geleceğine dair umutları yeşertiyor.
Vakıf Başkanı Emrehan Halıcı; "bugünün gençlerini hayata nasıl hazırlayacağımız konusu, yakın gelecekte nasıl bir ülkede yaşayacağımızı belirleyecektir" diyor.
Doğrudur… Coğrafya, ırk, boy, cinsiyet ve renginden bağımsız her toplumun, ortalama %2'si zeki ve yeteneklilerden oluşur. Ancak o toplumun kaderini, bu %2'ye nasıl davrandığımız belirler.
Eğer onları alıp "devlet başa" derseniz, cihan imparatorluğu kurarsınız. Eğer onları "kuzgun leşe" atarsanız, elinizdeki en güçlü dinamizmi ve değeri, yeterince kullanmamış olursunuz.
Üstün zekâ ve yetenek bir şeydir ama bunu keşfedebilmek, daha başka bir şeydir.
Kanuni'nin Zigetvar seferinde ölmeden önce dediği gibi, "46 sen şu cihana hükmettim.
Ne yaptım derseniz, 3 önemli iş yaptım, 2'si devlet sırrıdır söylenmez ama…" Kanuni, üçüncü en önemli yaptığını; Sinan'ı (mimar) Kayseri'nin Ağırnas köyünden, Baki'yi (divan şiirinin büyük ustası) Bursa'dan ve Mehmet'i (Sokullu) Bosna'nın Sokoloviç kasabasından (üstelik vaftis sonrası) bulup medeniyete kazandırmasıdır.
Bugüne geliyoruz. Tarihe yön veren büyük millet olma vasfımız, şimdi bizi bu cennet vatanda küresel mücade...