Adalet yürüyüşü çıtası
CHP’nin 36. olağan kurultayını izlemek için salondaydık. Kurultayın, salonda bulunmayan galibi, MİT TIR’ları davası kapsamında casusluk iddiasıyla haziran ayından bu yana tutuklu bulunan İstanbul Milletvekili Enis...
CHP’nin 36. olağan kurultayını izlemek için salondaydık.
Kurultayın, salonda bulunmayan galibi, MİT TIR’ları davası kapsamında casusluk iddiasıyla haziran ayından bu yana tutuklu bulunan İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’ydu.
Salonun dört bir yanındaki afişlerde Berberoğlu fotoğrafı ve “özgürlükte buluşacağız” destek mesajları vardı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında en çok alkış alan iki bölümden biri de Berberoğlu ile ilgili ifadeleriydi.
Yeri gelmişken, Berberoğlu’nun tutukluluğu meselesinin CHP’nin kurultay salonunu aşan bir hassasiyeti ifade ettiğini ve iktidar için artık çözülmesi gereken bir sorun olduğunu belirtmeliyiz.
CHP kurultayları geleneksel olarak 2. gün kurultaylarıdır.
Zira, sürpriz barındırmayan genel başkan seçimine sahne olan 1. gün değil, parti yönetiminde iktidar olma hesaplarının çarpıştığı 2. gündür esas olan.
Yalova milletvekili Muharrem İnce’nin genel başkan adaylığındaki, mükerrer imza tartışması ve İnce’nin salonu ateşleyen dinamik konuşması dünün önemli başlıklarıydı.
Mükerrer imza olayı, hukuki boyutuyla da epey su kaldıracak.
İmza tartışmasının
liste savaşlarıyla geçecek bugüne etkisini de görmüş olacağız.
Kılıçdaroğlu’nun
konuşmasına gelince.
Doğrudur; 2019’da yapılacak üç seçime ilerlerken bir 2019 manifestosu açıkladı.
Türkiye’nin çözülmesi gereken temel sorunlarını, isabetli olarak terör, adalet, milli eğitim, dış politika ve demokrasi olarak 5 başlıkta sıraladı ancak böylesine kritik bir kurultayda konuşmasında “yeni bir çıkış” olarak nitelendirilecek bir içerik yansıtmamayı tercih etti.
Ne yaptı?
Bir; önümüzdeki yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi konuların etrafında muhalefet yapacağını ilan etmiş oldu.
İki; bunu yaparken hangi argümanları kullanacağının çerçevesini çizdi.