Binali Yıldırım’la yeni aşama
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ı yeni Genel Başkan olarak ilanı sırasındaki bir cümlesi bundan sonrasının...
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ı yeni Genel Başkan olarak ilanı sırasındaki bir cümlesi bundan sonrasının özetiydi:
“Yeni bir aşamadayız.”
Bu yeni aşama sadece Yıldırım’ın AK Parti Genel Başkanlığı ve 65. Hükümet’in Başbakanlığı görevlerini ifade etmiyor.
Yeni aşama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki yönetim sistemi sorununa bakışıyla ilgili bir kırılma noktasını ifade ediyor.
Pazar günü yapılacak AK Parti Olağanüstü Kurultayı’ndan bir hafta-10 gün sonra kurulacak yeni hükümetle birlikte hukuki altyapısını bekleyen fiili bir durumun test edildiğine tanık olacağız.
Bunun adı partili cumhurbaşkanlığıdır.
Dün, Ömer Çelik’in, “Sayın Cumhurbaşkanımızla, liderimizle, kurucu Genel Başkanımızla AK Parti kadroları arasında bir milim bile mesafe yoktur, dün olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır” cümlesindeki gibi.
Kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasındaki nihai hedef Başkanlık sistemidir. Ancak Başkanlık sisteminin gerektirdiği köklü anayasal değişikliği Türkiye’nin bugünkü konjonktüründe yapmaktaki zorluk da ortadadır.
Bu tabloda, partili cumhurbaşkanlığı ile ilgili bir anayasa değişiklik teklifi önümüzdeki ay içinde sunulsun ya da sunulmasın fiili bir durumla karşı karşıyayız.
Elbette her durumun kendi içinde yarattığı zorluklar ve kolaylıklar vardır.
Bu açıdan bakıldığında, bir geçiş dönemini de ifade eden önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birlikte yürümek için seçtiği ismin Binali Yıldırım olması bir çok alt başlık açıyor.
Binali Yıldırım, her şeyden önce Erdoğan’la uzun bir geçmişi olan kader arkadaşıdır. Erdoğan’ın liderliğine ve AK Parti davasına amasız, fakatsız, koşulsuz bağlıdır.
AK Parti hükümetleri döneminde en uzun bakanlık yapmış isimdir.
Erdoğan tarafından verilen her görevi başarı hanesine yazdırmayı bilmiştir.
On yıllardır şehir efsanesine dönen dev altyapı yatırımlarında imzası vardır. Yatırıma doymayan bir siyasetçidir.
İzmir gibi CHP’nin kalesi olan bir kentte AK Parti’nin oyunu kısa bir sürede yüzde 7 artırmayı başarmıştır.
En önemlisi; sistem sorunu, terörle ve paralel örgütle mücadele ve ekonomi başlıklarındaki yaklaşımları Erdoğan’la aynı çizgidedir.
İcraatçı yanıyla teknokrat bir isim olarak öne çıkar ancak AK Parti’nin zorlu siyasi yolculuğunun hafıza kartlarının başında gelir.
Bütün bunlar, dün geçilen yeni aşamanın yol haritasındaki kolaylıklar aynı zamanda.
Cumhurbaşkanı-hükümet ilişkilerinde yeni bir modaliteyi ifade eden bu aşamadaki zorlukların kilidini açacak olan anahtar da kuşkusuz Binali Yıldırım’ın bu özelliklerinin tahkim ettiği “uyum” olacak.