CHP’nin kararı ve tarihi fırsat
Demek ki bir musibet bin nasihatten daha iyiymiş. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından oluşan siyasi iklime bakınca başka bir şey söylenemiyor. O gecenin; muhakemeyi zorlayan, katliam noktalarına ulaşan boyutları bu işe...
Demek ki bir musibet bin nasihatten daha iyiymiş.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından oluşan siyasi iklime bakınca başka bir şey söylenemiyor.
O gecenin; muhakemeyi zorlayan, katliam noktalarına ulaşan boyutları bu işe kalkışanlar dışındaki herkesi birleştirdi.
Bu hal, hedef alınan demokratik parlamenter sisteme tereddütsüz sahip çıkmak demek.
Aynı zamanda Boğaz Köprüsü üzerinde oğluyla birlikte sırtından kurşunlanan, tankların önüne yatan, çoluğuyla çocuğuyla sokaklara dökülen cesur insanlara borç ödemeye çalışmak demek.
Bu nedenle, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarın Yenikapı’da gerçekleştirilecek Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne katılma kararını alkışlamak gerekiyor.
CHP lideri, 15 Temmuz’dan bu yana, darbe girişimi konusunda tutarlı bir politika izliyor.
Meydanlarda sabaha kadar süren toplantıların Erdoğan ya da Ak Parti mitinglerine dönüştüğü yolundaki şerhini dillendirmekten de geri durmuyor.
Cumhurbaşakanı Tayyip Erdoğan’ın davetine icabetle Beştepe’ye gitmesi, Başbakan Binali Yıldırım ile kurduğu sorumlu ilişki biçimi, ülkenin bekasını ilgilendiren zor zamanlarda ana muhalefet partisi liderine yakışan bir tutum.
Önceki gün akşam saatlerinde bize yansıyan bilgiler, Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı mitingine katılma eğiliminin zaten güçlendiği yönündeydi.
Kararın gerekçeleri
CHP liderini bu kararı verme noktasına getiren etkenler açısından bir sıralama yapmak gerekirse...
İlk sırada, darbe girişiminin doğrudan demokrasiye, parlamenter sisteme, cumhuriyete yöneldiği gerçeği geliyor.
Sadece bu gerekçe, Ak Parti tarafından organize edilen, her halükârda Erdoğan’la bütünleşecek böyle tarihi bir mitinge katılmak konusunda yeterli bir izah olarak görülebilir.
Ayrıca, 15 Temmuz’dan bu yana siyasette oluşan diyalog zemininin kamuoyundan gördüğü büyük kabul de CHP liderinin kararında en önemli etkenlerin başında geliyor.
Ancak, mitinge katılıp katılmama konusunda gidip gelen Kılıçdaroğlu’nun kararında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın özel ısrarının da etkisi olduğu muhakkak.
Cumhurbaşkanı’nın MHP lideri Devlet Bahçeli gibi Kılıçdaroğlu’nun da mitinge katılmasını arzu ettiğini önceki gün kürsüden yeniden duyurması önemliydi.