İçeriye kucaklayıcı, dışarıya sert mesajlar
15 Tem-muz darbe girişiminin hedefindeki TBMM dün yeni yasama yılına başladı.Darbe girişimi sırasında bombalanan, taranan, Meclis Başkanı ve milletvekillerinin sığınakta her an ölüm tehlikesi altında 15 Temmuz...
15 Tem-muz darbe girişiminin hedefindeki TBMM dün yeni yasama yılına başladı.
Darbe girişimi sırasında bombalanan, taranan, Meclis Başkanı ve milletvekillerinin sığınakta her an ölüm tehlikesi altında 15 Temmuz gecesini geçirdikleri Meclis’te dün renkli görüntüler vardı.
15 Temmuz’u dayanışmayla atlatan, hemen ardından darbe girişimine karşı ortak bildiri yayımlayan tüm partiler, yasama yılının başlayacağı 1 Ekim’i bekliyorlardı.
Yasama yılının açılışında en çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın vereceği mesajlar merakla bekleniyordu.
Son dönemde Yenikapı ruhunun korunması konusunda iktidardan ve muhalefetten gelen açıklamalar, buna karşılık her iki kesimin bu ruhu aşındıran davranışlarla bulunulduğunu belirterek birbirlerini suçlamaları, Cumhurbaşkanı’nın son konuşmalarına yönelen tepkiler, verilecek mesajları daha önemli kılıyordu.
Bir o kadar da muhalefetin özellikle de CHP ve HDP’nin Erdoğan’a Genel Kurul’da verecekleri tepki, konuşmasına yönelik müdahalede bulunup bulunmayacakları konuşuluyordu.
Ancak dün Genel Kurul’da Yenikapı ruhu bütünüyle hakimdi.
Erdoğan salona girdiğinde az sayıda milletvekili ayağa kalkmamayı tercih etti.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ise ayakta karşıladı ve dinledi Cumhurbaşkanı’nı.
Erdoğan konuşurken, HDP dahil hiçbir partiden laf atma, müdahale olmaması ise bir başka önemli nottu.
Bazı vekiller açısından tepki sadece alkışlamama şeklinde kendisini gösterdi.
‘Ruhu koruyalım’
Erdoğan’ın konuşmasının odağında ise beklendiği gibi 15 Temmuz vardı.
“Yenikapı ruhunu koruyalım” çağrısı yapan Erdoğan, “Türkiye’nin ve Türk milletinin, vatanı, özgürlüğü ve geleceği söz konusu olduğunda nasıl tek yürek, tek ses, tek nefes olabildiğinin ispatı olan Yenikapı ruhununun titizlikle korunması hepimizin sorumluluğudur... Meclisimizin yeni yasama döneminde, Yenikapı’daki o güzel manzaranın benzerlerinin tekrarlanacağına inanıyorum. Elbette bu demek değildir ki hepimiz her konuda aynı şeyleri düşünecek, aynı şeyleri söyleyeceğiz. Eğer biz, PKK terörü konusunda, FETÖ konusunda, DEAŞ konusunda, sınırlarımızın güvenliği konusunda ortak bir zeminde buluşamıyorsak, işte o zaman ortada ciddi bir sorun var demektir” sözleriyle farklılıklarla sorununun olmadığını, beklentisinin “teröre karşı birlik” olduğunu ortaya koydu.
Milletvekillerine şükranlarını sunması, Meclis’in ikinci kez gazilik şerefini vekiller sayesinde kazandığını söylemesi anlamlıydı.
15 Temmuz’a karşı duranların başına siyasi partileri koyarak, teröre karşı en büyük gücün bu birliktelik olduğunu vurgulaması da öyle.
Erdoğan, 2023 hedefleri için en büyük görevin TBMM ve kıymetli üyelerine düştüğünü belirterek, yeni anayasa beklentisini de tekrarladı.
Meclis’in açılmasıyla hem yeni anayasa hem de Yenikapı ruhunun korunmasına yönelik yeni çabalar için fırsat doğduğunu belirtmesi bir anlamda Meclis’in devre dışı bırakılmak istendiği eleştirilerine de yanıt niteliği taşıyordu.
AB, ABD ve diğer ülkeler
Erdoğan, muhalefete ve Meclis’e ne derecede yumuşak ve yapıcı mesajlar verdiyse, dışarıya da bir o kadar sert eleştirilerle mesaj gönderdi.
Suriye’de PYD-YPG üzerinden bir oyun oynandığını vurgulayarak, DAEŞ’e karşı bu örgütleri çıkartanlara tepki gösterdi.
Bu örgütleri destekleyen ABD’ye, “ABD’nin bölgemize yönelik politikalarında ciddi bir tutarsızlık ve çok başlılık işaretlerine şahit oluyoruz. Amerikan yönetiminin bir kısmı, ısrarla Suriye’de ve Irak’ta PKK/PYD-YPG terör örgütüyle ortak çalışma yürütürken, bir kısmı da bizim