Ay ben ne fitneci bir şeymişim!
Araya bayram girince, “Bahçeli’nin derdi ne?” başlıklı yazıma gelen tepkileri değerlendiremedim maalesef. Bu gecikme için özür diliyorum ve hemen konuya giriyorum. Bazılarına göre, -ki bunların...
Araya bayram girince, “Bahçeli’nin derdi ne?” başlıklı yazıma gelen tepkileri değerlendiremedim maalesef. Bu gecikme için özür diliyorum ve hemen konuya giriyorum.
Bazılarına göre, -ki bunların birçoğu AK Parti taraftarı- efendim işim gücüm fitneymiş benim... Muhalefette olan MHP Lideri’nin, anamuhalefetin “Adalet Yürüyüşü” eylemine gösterdiği tepkiyi yorumlayış şeklim tam bir fesatlıkmış.
Hani dedim ya; Bahçeli’nin derdi ne CHP’lilerin dediği gibi Saray’a yağdanlık, ne de iktidar yanlılarının sandığı gibi referandum öncesi atılan dostluk ittifakını ilelebet devam ettirmek. Onun tek bir derdi var, o da siyaset! Referandumdaki birliktelik dolayısıyla AK Partili tabanda şahsına oluşan sempatiyi oya tahvil etmek... Yani MHP’yi güçlendirmek...
“Sen alenen Devlet Bahçeli’nin AK Parti’nin altını oyduğunu söyleyerek fitneye hizmet ediyorsun Sevilay! Yemeyiz biz bunları! Geç, geç!” şeklinde atarlandı bir kısım.
Onlara göre Devlet Bey’in CHP’ye sert muhalefetinin tek nedeni vatan ve millet sevgisiymiş efendim. Bahçeli’nin bu sevgisinden hiç şüphem yok. Gerçekten de tam bir vatan sevdalısıdır kendisi, ama bunun benim yaptığım yorumla ne alakası var? CHP yürüyerek vatana ihanet mi ediyor? Ya da CHP, “Bu ülkede adalet yok!” dediği için memleketin birliğine ve bütünlüğüne dinamit mi koyuyor?