"Hukukun sesini kısarsanız, Allah da sizin iflahınızı kısar!"
Bir şey diyeyim mi? Daha doğrusu bir itirafta bulunayım mı?
Önceden yazmış olduğum tüm yazılarda; “Seçimin yenilenmesine ya da yenilenmemesine karar verecekler” diyerek kesin bir tahminde bulunmamış olmama rağmen YSK’nın vermiş olduğu karar karşısında hakikaten şoka girmiş durumdayım.
Bildiğiniz gibi karar açıklanana değin yazmış olduğum tüm yazılarda; “YSK ne karar verirse versin bu karar mutlaka hukuki olacaktır… Sırf, ‘Cumhur ittifakı öyle istiyor’ diye seçimin yenilenmesi konusunda bir karar veremez YSK! Verirse de sadece bu ülkedeki hukukçuların değil, tüm dünyadaki hukukçuların ikna olacağı sağlam, ayakları yere basan doneleri ortaya koymak zorunda!” dedim hep!
Peki dediğim oldu mu?
Maalesef olmadı.
Üzgünüm ama tamamı yüksek yargıçlardan oluşan o YSK, “İstanbul’da seçimin yenilenmesine karar verdik” dedi ama bu yenilenme kararının gerekçesi konusunda bağımsız ve alanında duayen kabul edilen hiçbir meslektaşını ikna edemedi!
Hatta bilakis isyan ettirdi.