Niye kayyum? Neden diğer seçilmişler değil?
Hani huzursuzluğu görmüş kimse huzuru bulduğu zaman bir daha onu yitirmek istemez ya! Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyum atandığı haberi gündeme düştüğünden beri öyle bir ruh halindeyim ben de...
Tam, "Çok şükür tüm seçim tantanaları bitti. En az bir 4 yıl memleket sandık mandık düşünmeden işine gücüne bakacak" diye heves ederken yeni toplumsal bir karmaşanın kapısını aralayan kayyum kararı yalan yok çok canımı sıktı.
O can sıkıntısı İle oturdum bilgisayarımın başına...
Ama tabi yazarken parmaklarım bir ileri gidiyorsa üç geri geliyor.
Çünkü konu hassas... Eskilerin deyimiyle yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal işi gibi.
Hele dün kayyum atamalarına tepkisini sosyal medyada gösteren önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yorumuna dair yazılanları gördükten sonra off
dedim... Off!
Uzatmayayım ve ben ne düşünüyorum bu konuda açık açık yazayım...
Bir kere şok oldum onu söyleyeyim...
Çünkü İçişleri Bakanlığı’ndan bu dönemde kayyum ataması kararı beklemiyordum.
Evet bu usül bilmediğimiz, yabancı olduğumuz bir usül değil.