Diyanet ile YÖK tehlikenin farkında mı? (l)

Osmanlı'nın ardından temelini ateizm/İslam karşıtlığı üzerine kuran yeni laik devlet, İslami eğilimlere karşı oldukça agresifti. Bu tutumun bir sonucu olarak dindar kesim devlete mesafeli dururken bürokrasiye de...

Osmanlı'nın ardından temelini ateizm/İslam karşıtlığı üzerine kuran yeni laik devlet, İslami eğilimlere karşı oldukça agresifti. Bu tutumun bir sonucu olarak dindar kesim devlete mesafeli dururken bürokrasiye de fazla yönelmedi.

Dindar kesimden azad edilen devlet kadroları haliyle 1990'lı yıllara değin sol ve ateist jargonlu tiplerin egemenliğine terkedildi.

CHP'nin 1950'den sonra tek bir seçim kazanamamasına rağmen güçlü olması da zaten bürokrasiye olan hakimiyetinden kaynaklanıyordu.

90'lı yıllardan sonra işin rengi değişmeye başladı. Dindar kesim, devletten dışlanmanın ezikliği içerisinde hapsedildiği sivil alanda hızla toparlanırken ciddi anlamda ekonomik bir güce de ulaştı.

Ekonomik gücün yanında Müslümanlar, rejimin kendilerine kurduğu barikatların tamamını kısa sürede klonladılar.

28 Şubatçıların bile tepkisini çekecek şekilde Müslümanlar ekonomiden bürokrasiye, sendikadan derneklere,  dergi, gazete, televizyon derken sahip olmaya başladıkları medya ile hayatın ve devletin tüm alanlarında varlıklarını ciddi anlamda hissettirdiler.

Artık bürokrasiye hakim olan eski CHP'liler bardak olmuş tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de dindarlık zirveye oturmuştu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Parlak beyinlerimiz ve Batı 13 Eylül 2017 | 222 Okunma Müslümanlar tabi olarak Kur’ancı ve mealcidir 11 Eylül 2017 | 269 Okunma Akıl verene değil hizmet edenlere ihtiyaç var 09 Eylül 2017 | 172 Okunma Çağdaş müşriklik, deizm (2) 06 Eylül 2017 | 319 Okunma Çağdaş müşriklik, deizm (1) 04 Eylül 2017 | 1.052 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar