Boğaziçi Üniversitesi'nde neler oluyor?
Son tartışmada, dikkatimi çeken bir şeyi paylaşmayı da ihmal etmeyeyim; gençler siyasetin karışmadığı objektif-tarafsız alanlarının giderek buharlaştığından hatta kalmadığından şikayetçiler. Yoğun siyasallaşma pek çoğunu yormuş durumda.
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olaylara, öğrenci olayları olarak bakabilir miyiz?
Üniversitelilerin hak arama talepleri yasal bir hak olarak normatif sistemimizde tanımlanmış haklardandır. Söz konusu yüksek okul Boğaziçi Üniversitesiyse bu durum dikkat çekicidir. Zira, BÜ, darbe dönemlerinde bile yasakçılıktan uzak liberal tavrı ile öğrencisine değer veren bir okul olarak kayıtlıdır hafızalarımızda... Peki ne olmuştur da öğrenciler ayaklanmıştır? Bu soruyu daha doğru şekliyle şöyle sormak gerekiyor: Ayaklananlar öğrenciler midir? Nitekim polisle taşlı yumruklu kavgaya girerek gözaltına alınanların öğrenci olmadığı yasadışı terör örgütleriyle temaslı militanlar olduğu ortaya çıktı...
Üniversite öğrencilerinin Rektörlerini protesto etmek hakları yok mu?
Bu soru beni 1997’de çok sık haykırdığımız bir slogana götürdü: ‘’Yeter be Rektör Yeter! Zulüm de bir gün biter!’’ Başörtü yasaklarını protesto ettiğimiz meydanlarda rektörler direkt muhatabımızdı o günlerde.