Cudi Dağı'ndan yükselen gençlik coşkusu
Kudüs-ü Şerif'ten sonra, üç dinin de mukaddes bildiği bir muhit: Cudi Dağı ve hassaten Sefine mıntıkasıdır. Sefine, Arapça gemi anlamında bir kelimedir ve Kur'an-ı Kerim'de, Hud suresi 44. ayette şöyle ...
Kudüs-ü Şerif'ten sonra, üç dinin de mukaddes bildiği bir muhit: Cudi Dağı ve hassaten Sefine mıntıkasıdır. Sefine, Arapça gemi anlamında bir kelimedir ve Kur'an-ı Kerim'de, Hud suresi 44. ayette şöyle geçer; ''Ey yer! Suyunu yut! Ey gök sen de açıl!'' dendi. Sular çekildi, iş tamamlandı, gemi Cudi'nin üstüne oturdu ve şöyle dendi: ''Yanlışlar içindeki o topluluk olmaz olsun.'' Cudi, büyük tufanın bittiği, Hz. Nuh ve evlatlarının yeni bir yaşamı başlattıkları tertemiz bir müjde dağıdır. Ondan, Kudüs'ün kokusu yükselir.
Günümüzde Cudi Dağı'nda gerçekleştirilen pek çok arkeolojik araştırma ve kalıntılar da bu büyük anlatıyı doğrular mahiyettedir. Ne var ki, Sefine'de düzenlenen geleneksel yayla şenlikleri, terör korkusuyla, 40 yıldan beri yapılamıyordu. Hz. Nuh'un gemisi uzun zaman uçsuz bucaksız denizde yüzmüş, imtihan vakti dolduğundaysa bir dağın başında karaya oturmuştu. Hemen gemiden inen insanlar şükür secdelerine varmış, sonra da ellerinde kalan son hububatl