Öğretmenlerin değersizleştirilmesi toplumu çökertir
Star Gazetesi Yazarı Sibel Eraslan'ın bugünkü (27.03.2022)''Öğretmenlerin değersizleştirilmesi toplumu çökertir'' başlıklı yazısı.
''Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' demiş Hz. Ali... Bir harf, onun için ömür demekmiş, bir harf, hayata bedelmiş demek ki... Öğretmenliğe peygamberlik mesleği denir. İnsanları doğruluğa, yüksek değerlere, erdeme yönlendirdiği için, sevgiyi, saygıyı, sorumluluk bilincini daha küçük yaşlarda bizlere öğrettikleri için, öğretmenlerimizin değeri, anne-baba değeriyle belki denk, belki daha da üstündür der bilgeler... Hasılı, öğretmenlerin hakkı ödenmez...
Ankara'da özel bir lisede, İngilizce dersinde, sorumsuz bir öğrenci, alaycı tavırlarla taciz edici hareketlerde bulunmuştu... Başka bir arkadaşı da bu soytarılığı videoya çekip, sosyal medyada paylaşınca toplumsal bir tepki doğmuştu... Ama bizde tepkiler kısa ve etkisizdir, unutkan milletiz vesselam. Bu olayın Milli Eğitim Bakanlığı yanı sıra, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da kapsama alanına girdiği çok açık...
Amerikan filmlerinde gördüğümüz, öğrencileriyle başa çıkamayan ve onların her türlü tacizine maruz kalan pasif öğretmen profili, bizim dünyamıza da sızıntı yaptıysa, vay halimize!
İngilizce öğretmeni Eyüp Sağlık; "Salı günü okulumda ders anında, aniden çocuk yerinden kalkmış yanıma gelmiş. Birden yüzümde eller kollar hissetmeye başladım. 'Ne oluyor' diye şaşırdım. Baktım çocuk dans ediyor gibi çok tuhaf hareketler yapıyor. Sonra çocuğun elinden tuttum yerine oturttum. Ertesi sabah; veli, çocuk, kameraya alan çocuk özür dilemeye geldiler. Biz tabi büyüğüz ve eğitimciyiz. Herkesin geçmişte elbette ki hataları var. Bu çocuk da bir şiddet uygulamamış, evet öğretmene ve mesleğe yönelik zedeleyici hareketler ama çocuk da bilinçli değil. Hata yapmak insana ait affetmekse kutsallıktır. Yani Allah'a aittir. Biz de büyük insanlarız. Affettik. Bu bizim evladımız, atamayız"... Sözleriyle medyada yerini aldı...
Gerçi medya, sadece 'affetmek' üzerine odaklanmıştı, ama sözleri sadece affetmekle ilgili değildi. Velileri, tek tek bireyleri, toplumu da çok nezaketli bir şekilde sigaya çeken, şu sözlere bakınız: