Portrelerde yeri olmayan kadınlar...
Portre, eski Yunanca’da, neredeyse kopyaya yakın, çok benzeyen anlamında kullanılan bir söz. Günümüzde, hem resim ve fotoğraf hem de tanıtım ve denemelerin içinde boy gösteren haliyle portre, aslında dönem sosyolojisi izini sürenler için de önemli bir anahtar.
Çünkü yazarlar önem verdiklerini yazarlar, ressamlar takdim etmek istediklerini çizerler. Hem portreye kalkışan sanatçının hem de onu kalkıştıran sebeplerin bir arada okunması ise, bize o çağ ile ilgili değerli ipuçları verir...
Salah Birsel’in yazıları böyledir mesela, neredeyse hikayeye kaçacak kadar kuvvetli betimlemelerle canlandırır denemelerini. Sait Faik’in gazete yazısı olarak kaleme aldığı öyle portreler vardır ki bunlar daha sonra, tiyatro ve sinemaya konu olmuşlardır. Yeniler içinde Süavi Yazgıç’ın kaleme aldığı portreleri çok önemsiyorum, bu yazılarla Türkiye’ye dair bir devamlılığı okuyorsunuz mesela, bin bir emekle pirinç ayıklarcasına elde edilmiş bir sürü küçük detay, bunları