Ramazan'ı, Diyarbekir'de karşılamak...
Şair Cahit Sıtkı Tarancı kardeşine yazdığı bir mektupta şöyle diyor: ''Diyarbakır'ı sevmek bir vazife ve hem de ihmal edilmeyecek mukaddes bir vazifedir...''Diyarbekir Valisi Münir Karaloğlu beyefendiyi Diyarbekir'e hizmet...
Şair Cahit Sıtkı Tarancı kardeşine yazdığı bir mektupta şöyle diyor: ''Diyarbakır'ı sevmek bir vazife ve hem de ihmal edilmeyecek mukaddes bir vazifedir...''Diyarbekir Valisi Münir Karaloğlu beyefendiyi Diyarbekir'e hizmet yarışında görünce, Tarancı bu mektubu yoksa Vali beye mi yazmış dedim içimden... Toprağına, insanına, derdine, tasasına, hayaline, ufkuna karışırvermiş Diyarbekir'in. Onu Antalya'da, Bursa'da da şehir yönetiminde değerli işler ifa ederken gördük hep. Van Valisi iken de, Vanlıların adaletine güvendiği, emin olduğu, huzur bulduğu örnek bir vali idi... Yine öyle olmuş.
Ramazan ayının öncesindeki perşembe günü, Diyarbekirlilerin dua ve kabir ziyareti için makbul bulduğu bir gün imiş. Ulu Camii'nin etrafı, çayırlar, oturma alanları, merdivenler, rengârenk ilkbahar çiçekleri gibi etrafa yayılmış, kadınlarla, kız çocuklarıyla dolu... Ellerinde mushafları, tesbihleri ile, ahirete uğurladıklarının ardından dualar ediyorlar. Ramazan, Kur'an