Ravza’nın taşıdığı...
2 Mayıs 1999’da Milletvekili Merve Kavakçı’ya, şahsi hukukuna, ailesine, taşıdığı kimliğe, örtüsüne ve aslında ona oy vermiş milyonlarca insanın düşüncesine ve inancına...
2 Mayıs 1999’da Milletvekili Merve Kavakçı’ya, şahsi hukukuna, ailesine, taşıdığı kimliğe, örtüsüne ve aslında ona oy vermiş milyonlarca insanın düşüncesine ve inancına karşı işlenmiş insanlık ayıbı hafızalarımıza derin bir yara olarak işlendi.
23 Haziran 2015... Ravza Kavakçı, 16 yıl evvel ablası Merve ve onun nezdinde tüm inananları dışlayan, yok sayan dönemi bitirdi. Merve Kavakçı’nın ‘’dışarı... dışarı...’’ nidaları eşliğindeki linçle çıkartıldığı Meclis’e, yine Merve Kavakçı’nın o gün başına tacederek taktığı mahzun örtüsünü de taşıyarak girdi Meclis’e Ravza...
Neyi taşıyordu başında Ravza? Belki de dünyanın en naif eşyasındandır; kelebek kanadı kadar hafif, belki ruh kadar ince, ama yazgı kadar ağır bir şey; ‘’örtü’’yü taşıyordu. Ne garip bir tecellidir ki, örtüp saklarken aynı anda gösteren, belirleyen, hatırlatan olarak örtünme... Bize tarihte tüm örtünmüş annelerimizi de çağrıştırıyor. Ravza; “dört uzun çizgi” hadisinde isimleri geçen Hz. Asiye, Hz. Meryem, Hz. Hatice ve Hz. Fatıma’yı da anımsatan çok değerli bir hafızayı, bilinci de tazeleyerek taşıyor ablası Merve’nin başörtüsünü...
Dile kolay 48 yıl... 1967’den beri yasaklanmış örtü, tüm o ağır geçitlerinin ardından, bugün Meclis’tedir artık... Ezanın minarelerden okunmasının yasaklandığı günlerden, asli şekliyle okunmaya başladığı günlere geçişte de benzeri bir ruh hali yaşanmıştır sanırım. Bizler, yani ömrü yasaklarla, dışlanmalarla, atılmalarla geçmiş nesiller, 48 yıl sürmüş upuzun bir hayat orucunun iftarını açtık 23 Haziran 2015’te. Bu uğurda hayatlarını kaybeden arkadaşlarımı da hatırladım ben, Ravza’yı gözyaşları içinde seyrederken...