‘Ümmet, kızıl elma değildir, çökmez’
Çünkü; Ümmet, ütopya değildir. Çünkü; Ümmet, fikir değildir. Çünkü; Ümmet, dün vardı, bugün var ve yarın da olacak. Ümmet, varoluştur... “Yeryüzünde...
Çünkü; Ümmet, ütopya değildir. Çünkü; Ümmet, fikir değildir. Çünkü; Ümmet, dün vardı, bugün var ve yarın da olacak. Ümmet, varoluştur... “Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar” der En’am Suresi 38. ayette... Ümmet, kaderi, eceli, yürüyüşü, gelimi-gidimi olan bir süreçler bütünüdür... “Onlar bir ümmetti, geldi geçti. Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandığınız. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilecek de değilsiniz” der Bakara Suresi 134. ayette... Ümmet; vahdet ve ihtilaf deneyimleri arasında büyük sorularına cevaplar arayan kalabalıkların, Allah’tan haber getiren elçiler aracılığıyla adaleti, barışı ve imanın gücünü keşfedebilmeleri için bahşedilmiş bir ünsiyetin adıdır. İnsanlığın ironisidir, zorlu sınavıdır, merak ve isyanın, hayret ve huzura kavuşacağı, dünyadaki yalnızlığın/ıssızlığın teskin olup anlam kazanacağı, sevginin ve dayanışmanın, cimrilik ve hoyratlıkla yer değişeceği bir öğretidir...