‘Halka’ bizim millete fazla!
‘Halka’yı izlerken, bir ara tuvalete gittim, döndüğümde ev ahalisi, “Sen gittin, neler oldu neler.” Türk dizilerinde değil bir tuvalet arası, bir bölümü kaçırdığınız zaman fark eden olmuyor, kaldığınız yerden izlemeye devam ediyorsunuz.
‘Halka’ öyle değil. Adına yakışır bir karmaşası var. Öyle haybeden hava olsun diye, koyulmuş bir dizi adı değil. Uğraşmışlar ve ‘Halka’yı gerçekten örmüşler. Mesele de burada başlıyor. Türk izleyicisi, ‘total’ ya da ‘AB’ fark etmez, ‘pür dikkat’ dizi izlemeyi sevmez. Sevgili Fatih Aksoy’un (Med Yapım) deyimiyle, “Biraz televizyona bakacaksınız, biraz telefonla oynayacaksınız. Kendinizi o kadar ciddiye almanız doğru değil. Dizi yapanın, dünyanın en mühim cümlesini söylüyor gibi davranmasının bir anlamı yok” (Episode Dergisi söyleşi). ‘Halka’ tam da bu noktada işte. Tuvalete bile giderken, reklam yoksa dönüşte, “Neler oldu neler” diye bir karşılama sizi bekliyor.