Kütüphaneler istihbarat malzemesi olur mu?
Beyaz TV’de ‘Yedi’ filmi vardı. Bugüne kadar yapılmış en iyi polisiye yapımlardan biri olarak gösteriliyor. Bir sahnesini not almışım.
“Katil, kitaplardan esinlenmiş” sözü olayı ilginç noktaya getirir. Hollywood filmlerinde ABD istihbarat kuruluşlarına dair enteresan ipuçları vardır. CIA’i anlamak için bu projeleri izlemekte fayda olduğu söylenir. Onlardan biri, işte bu filmde bulunuyor. Dedektif Somerset (Morgen Freeman) ani bir kararla dedektif Mills’i (Brad Pitt), yanına alarak pizzacıya gider. Oraya bir adam gelir. Somerset, adama masanın altından parayı uzatır. “Bir saat içinde hazır olur” der adam. Peki hazır olacak nedir? “Pizzacı’daki adam, FBI’dan bir arkadaşım. FBI, yıllardır kütüphane sistemine girip kayıt tutar. Okuma alışkanlıklarını inceler.” Somerset’in söyledikleri daha da ilginç hale gelir!
İşaretli kitaplar...
“Bazı kitaplar işaretlidir. Nükleer silahlar veya Nazizm’le ilgili eserler... İşaretli kitapları alan kişi izlenir. Daha sonra FBI’ın bilgisayar kayıtlarına girer. Bilgi, doğrudan kullanılmaz, sadece yol gösterir. Çünkü kimlik ve telefon faturası olmadan, kütüphanede kartı alamazsın.” Pizzacıya gelen adam, cinayet kanıtı olarak iki dedektifin istediği kitapları kimlerin aldığına bakacaktır. Yani ‘Kayıp Cennet’, ‘Araf’ ve ‘Kargaşa’yı kimlerin okuduğuna... Kütüphaneler ülkelerin bilgi hazinesi olarak öte yandan da istihbaratın
bilgi kaynağı olarak görev mi yapar?