‘Türkiye'de müzisyen olmak’
Nazlı Yerebasmaz’ın haberinde vardı Özdemir Ailesi... Baba saz ve org çalıyor, anne şarkı söylüyor.
Nazlı Yerebasmaz’ın haberinde vardı Özdemir Ailesi... Baba saz ve org çalıyor, anne şarkı söylüyor. Ferhat Özdemir gözyaşları içinde üç enstrümanını sattığını söylüyor. Müzisyenin namusudur enstrümanı... Ekranda ‘esnaf’ garsondur, dönercidir, pazarcıdır, dükkandır, tekstil atölyesidir... Ya müzisyen?
Bir belgesel çok ses getirdi; ‘Türkiye’de Müzisyen Olmak’. Alper Erdinç ve Mert Gider’in yönettiği, Gizem Ertürk imzalı bu çalışmanın ilk bölümü bugüne kadar sümen altı edilmiş bir gerçeği eşeliyor aslında: Müzisyen bu ülkede kimdir? Bu ülke müzisyene nasıl bakar?
‘Senin işin nedir?’
“18 yaşından beri düğünlerde, yemeklerde, davetlerde, barlarda şarkı söylüyorum. ‘Müzisyensin, ee başka ne yapıyorsun?’ diye soruyorlar” diyordu Melek Mosso. “Çalgıcı olmak boş adam olmak” (Melih Bora).