Arakan’da katliam var...

Arakan kelimesini zaman zaman duyarız. Bir çoğumuzun bu kelimeyle ilgili bilgisi yok. Yenilir mi içilir mi gezilir mi bilmiyoruz.  Eğer televizyonlar Arakan’la ilgili vahşet, katliam, sürgün haberi yapmasa hiçbir bilgimiz olmayacak. Arakan dediğimiz alan Burma sınırları içerisinde bir bölgenin adı. Burada Müslümanlar yaşıyor.  Zaten meselede burada ya. Komünist, cuntacı Burma yönetimi buradaki Müslümanlara soykırım uyguluyor. Mallarını, canlarını alıyor. Biz de televizyon haberlerinde görüyoruz, gazetelerde okuyoruz vah diyor geçiyoruz.

Dünyada en büyük katliam şu an burada yaşanıyor.  Zalim Burma yönetimi buradaki Müslümanlara kimlik dahi vermiyor. Üniversiteye gitmesine, okumasına müsaade etmiyor. Müslüman bir Burmalı bir kentten başka bir kente, hatta bir köyden başka bir köye izin almadan gidemiyor. Tam bir faşizm var. Zalim ve katil Burma yönetimi nefesinizi bile kontrol ediyor. Müslümanlara zorla porno seyrettiriyorlar, Müslüman kadınlara  tecavüz ediyorlar.

Avrupa kör ve sağır. İkide bir Türkiye’de insan hakları ihlalinden bahseden Batılı sözde dostlarımız buraya çıtlarını çıkarmıyorlar.  Elbette Avrupa’dan yardım beklemek bizim için onursuzluk olur. İslam Dünyası bu konuda ne yapıyor. Mezhep çatışması, çıkar çatışması nedeniyle birbirlerine düşmüş durumdalar.

 İslam Dünyasını bu hale getiren Batıdır. Siyonizm’dir. Elbette bu iki düşman zihniyete faturayı kesmek yetmez. Bizler Müslümanlar olarak ayağa kalkmalıyız. Kurban ayındayız hepimiz kurbanlarımızı oraya yollayabiliriz. Kurban yollayamıyorsak bari dua edelim. Dünyanın bir ucunda her gün Müslüman katliama yaşanıyor. Bizim ülkemize bu bölge uzak olduğu için yeterince sahip çıkamıyoruz.

Bu bölgeye ilk giden gazeteci hamd olsun biz olduk. 1995 yılında İHH ile birlikte bu bölgeye yardım götüren ekibin içinde gazeteci olarak ben de vardım. Daha sonra burada yaşanan dramları Milli Gazete, Yeni Şafak ve Yeni Akit Gazetesinde yazdım. Cenab-ı Hakk’a çok şükrediyorum ki bu bölgenin dertlerinin duyulmasında bir parça rolümüz oldu.