Bilal Erdoğan haklı değil mi?

Son yıllarda Cumhurbaşkanımız Erdoğan üzerinden yabancı medya otoriterlik tartışması yürütüyor. Bu koroya ülkemizdeki muhalif sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerde katılıyor. Yolsuzluk ve...

Son yıllarda Cumhurbaşkanımız Erdoğan üzerinden yabancı medya otoriterlik tartışması yürütüyor. Bu koroya ülkemizdeki muhalif sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerde katılıyor. Yolsuzluk ve diktatörlük algısı küresel bir planın parçası. Hedef  Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden devletimizi vurmak. Milli üretim ve milli sanayi hamlelerini durdurmak. Batılı sözde dostlarımız ve onların işbirlikçi mandacıları bağımsız bir Türkiye kurulmasını istemiyorlar. Bağımsız bir Türkiye değil bağımlı bir Türkiye olsun diyorlar.

Bir Osmanlı vezirine atfen şu cümleler konuşulur “Siz batılılar dışardan biz işbirlikçiler içerden çalışıyoruz ama hâlâ bu devlet yıkılmadı” demiş ama maalesef bizim basiretsizliğimiz yüzünden koskoca Osmanlı yıkıldı. Evet, şimdiki durum tam da budur. İçerden ve dışardan ülkemizi parçalama ve istikrarı bozma çalışması devam ediyor. Bu konuda Sayın Bilal Erdoğan bir konferansta önemli açıklamalar yapmış. Sayın Cumhurbaşkanımızla Abdülhamit Han arasındaki benzerliklere parmak basarak çok büyük bir tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu belirtmiş. Bilal Bey şunları söylemiş:

“Abdülhamid’e nice iftiralar atıldı, olmadık yalanlar söylediler, karalama kampanyaları yönettiler. Yakın zamanda ülkemiz gazetelerinde gördüğümüz şeylerin benzerlerini o zaman hem dünya medyasında, hem Osmanlı medyasında görmüştük. Ne zaman bu ülkede bir lider çıkar, ülkesini bağımsız milli politika ile yönetmeye çalışırsa bu iftiralar, karalamalar, sokak olayları, öğrencileri hareketlendirme girişimleri devreye alınıyor. Abdülhamid’e, ‘Kızıl Sultan, firavun, hırsız, alçak, yezid’ dediler. Suikast girişiminde bulundular. O zamanın talebelerini kışkırttılar. Halkın ona karşı cephe alması için ellerinden geleni yaptılar” diyerek Abdülhamit’e tuzak kuranların uzantılarının hâlâ etkili olduklarını belirtmiş ve sözlerini şöyle sürdürmüş:

“O zihniyetin o dönemde Abdülhamid’e yaptığını yakın zamanda da yaptığını hatırlayalım. Cumhuriyet mitinglerini, Danıştay saldırısını, parti kapatma davasını, MİT müsteşarını tutuklama girişimini, Gezi olaylarını, 17-25 Aralık yargı darbesi girişimini, Kobani olaylarını, şehirlerdeki canlı bomba eylemlerini ve son olarak 15 Temmuz’u hatırlayalım.

 Milletimiz, bu taarruzların son adımı olan 15 Temmuz’da iletişimin de imkânlarını kullanarak bu zihniyete ‘dur’ dedi. Aynı Çanakkale’de gösterdiği kararlılıkla ‘dur’ dedi. Bu kahraman millet küllerinden doğdu. Bu millet, ‘Abdülhamid’i yediniz, Erdoğan’ı yedirmeyiz’ dedi. ‘Menderes’i astınız, Özal’ı zehirlediniz, Erbakan Hoca’ya darbe yaptınız ama Tayyip Erdoğan’a darbe yaptırmayız’ dedi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Baldız, bacanak belediyeciliği! 09 Mayıs 2024 | 514 Okunma İsrail çekiliyor… 07 Mayıs 2024 | 603 Okunma Ekrem Bey CHP’de Kongre ister mi? 05 Mayıs 2024 | 362 Okunma Urfalı Hasan ve ABD’li akademisyenler… 02 Mayıs 2024 | 528 Okunma Milli Eğitim şimdi milli oldu... 30 Nisan 2024 | 611 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar