Damatlar, Tayyar ve CHP
Bugünlerde yargının verdiği kararları çokça tartışıyoruz. Bu kadar yoğun tartışma hayra alamet olamaz. Yargıya güven esas olmalıdır. Büyük Selçuklu Veziri Nizamül Mülk ‘Bir...
Bugünlerde yargının verdiği kararları çokça tartışıyoruz. Bu kadar yoğun tartışma hayra alamet olamaz. Yargıya güven esas olmalıdır. Büyük Selçuklu Veziri Nizamül Mülk ‘Bir devlet batıl- küfürle ayakta durur ancak adaletsiz duramaz’ diyor. O nedenle illa adalet illa adalet…
Bu noktanın altını çizdikten sonra bir algı operasyonunu altını çizmek isterim. Bülent Arınç ve Kadir Topbaş’ın damatlarının tutuksuz yargılanması nedeniyle herkes hem yargıyı hem de Ak Parti’yi eleştiriyor. Bu eleştirilerde haklılık payı elbette vardır. Ancak burada asıl maksadın Ak Parti’yi ve Erdoğan’ı yıpratmak olduğunu belirtmek isterim Bu eleştiriler samimi eleştiriler değil. Yargı ve adaletin öneminden bahsettim. Yargıyı yıpratırsak adaleti nasıl sağlayacağız. Yargı kötü demek, Ak Parti kötü demek için yargının bu kararlarını kullanmak iyi niyetli değildir. Kaldı ki yargı damatlar kararında haklı da olabilir. Damat olmaları ceza almalarını gerektirmez. Son dönemde damat tartışmalarının direkt hedefi bizzat Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Sosyal medyada, görsel ve yazılı medyada Ak Parti ve yargıyı eleştirmek için fırsat kollayanlar var. Ak Parti’nin birlik ve bütünlüğünü bozmak için harekete geçtiler. Fetö’nün siyasi ayağı neden temizlenmiyor, neden Ak Parti içindeki üst düzey bakanlar, vekiller tutuklanmıyor diyerek bir operasyon çekiyorlar. Kim damatlar üzerinden Ak Parti’yi ve yargıyı eleştiriyorsa istemeden de olsa Fetö’ye hizmet eder.
Yargıyı eleştirmeyelim ama yargının da verdiği kararların kamu vicdanıyla örtüşmesi gerekir. Yargının da en az bizim kadar verdiği kararları düşünmesi gerekir. Nasıl mı ? MİT TIR’ları haberini yapan Erdem Gül ve Can Dündar’a 5 yıl ceza veriliyor. Bu habere aracı olduğu belirtilen Enis Berberoğlu’na 25 yıl veriliyor. Bu çelişkiyi açıklamak lazım. Ayrıca daha tam yargı süreci bitmemişken, itiraz hakkı tamamlanmamışken tutuksuz yargılanması sağlanabilirdi. Yeri belli olan, konumu belli olan bir vekilin hapse konulması demokratik siyaset açısından hoş değildir
Peşinen şunu söyleyeyim. Bu haberi Enis Berberoğlu’nun servisi ettiğinden kuşkum yok. Bu haberin amacının ülkemizi ve Erdoğan’ı uluslararası savaş suçları mahkemesinde yargılatmak olduğunu kesin olarak biliyoruz. Kimse bu konuya samimi bir habercilik olarak bakamaz. Ancak bu durum böyle bile olsa demokratik usul ve esaslara riayet edilmelidir. Kamuoyunda yanlış anlamalar giderilmelidir. Bu konuyla ilgili Şamil Tayyar’ın görüşlerini önemsiyorum. Bakın ne diyor Tayyar:
“FETÖ’nün MİT TIR’ları operasyonu vatana ihanettir ve bu ihanetin içinde yer alan herkes yargıda bedelini ödemelidir. Ne var ki yargı süreci çelişkilerle dolu. Cumhuriyet yöneticileri Can Dündar ve Erdem Gül casusluk, devlet sırrını ifşa ve FETÖ’ye yardımla suçlandı. Mahkeme casusluk suçu bulmadı, FETÖ dosyasını ayırdı, sadece devlet sırrını ifşadan Dündar’a 5 yıl 10 ay, Gül’e 5 yıl hapis cezası verdi. Karardan 2 ay önce AYM Dündar ve Gül’ün tutukluluğunu basın hürriyeti açısından hak ihlali saydı, tahliye oldular. Dündar kaçtı. Dündar ve Gül’ü casusluktan aklayıp tahliye eden mahkeme, aynı dosyadaki CHP’li vekili casusluktan suçlu sayıp tutukladı. Dündar-Gül davasından Adil Öksüz, damatlar ve CHP’li vekile uzanan yargı sürecindeki çelişkiler sivil siyaset alanını daraltmaktadır. Özetle; Ak Parti’ye operasyon çekiliyor, darbe senaryosuna zemin hazırlanıyor!”