“Pislikler, hayvanlar, öküzler, zırdeliler...”
Bu cümle bana ait değil. Trabzon’un Of ilçesinde kendisini laik seküler olarak tanımlayan bir kadın, başörtülü-çarşaflı kadınları hastane kuyruğuna sıra beklerken görünce bu lafları...
Bu cümle bana ait değil. Trabzon’un Of ilçesinde kendisini laik seküler olarak tanımlayan bir kadın, başörtülü-çarşaflı kadınları hastane kuyruğuna sıra beklerken görünce bu lafları etmiş. Kim bilir nasıl bir duygu dünyası var hanımefendinin. Başörtülü görünce kırmızı görmüş boğaya dönüşmüş. Bu cümleleri kurarken vatanı kurtardığına bile inanmış olabilir. Cumhuriyetin kurulmasıyla beraber ortaya çıkan seküler faşizmin eğitim müfredatının doğal sonuçları bunlar.
Ne ekersen onu biçersin. Eğitim sistemimiz öyle bir müfredat ortaya koyuyor ki, ha başörtülü olmuşsun ha Yunan’a asker olmuşsun. Dindar kitleler yönelik hep bir paranoya vardır.
Gün geçmiyor ki büyükşehirlerde başörtülü kadınlara yönelik bir saldırı girişimi olmasın. Nasıl bir ruh halidir anlamak mümkün değil. Bu topraklar hepimize yeter.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu bir sohbetimizde, biz koskoca ülkeye sığmadık ama cezaevinde iki metrelik hücrelere sığdık demişti. Sağcısı da solcusu da bu ülkeyi kurtarmak için mücadele ettiklerini düşünmüşlerdi. 12 Eylül...