Vekil mi olsam, bakan mı olsam?

24 Haziran seçimlerine doğru hızla yol alıyoruz. Bu seçim ilklerin seçimi olacak. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, Anadolu Soruyor Programımıza katıldı. Burada önemli açıklamalarda bulundu. Ama en önemli cümlesi ilklerin seçimine gidiyoruz oldu. Peki, bu ilkler neler diye soracak olursanız sıralayalım.

Birinci önemli nokta bu sistem başkanlık sistemine atılan bir adımdır. Bu adım ile artık parlamenter sistem yerine başkanlık sistemi ile yönetileceğiz. 24 Haziran akşamı hükümet kurmakla uğraşılmayacak. Kim seçilirse seçilsin o akşam hükümeti kurabilir. Zaman kaybı olmayacak. Koalisyonlar olmayacak. Bu ülke koalisyonlardan çok çekti. Koalisyon demek darbe demek, işsizlik demek.

 İkinci önemli nokta ise meclis ayrı olacak bakanlar ayrı olacak. Bugünlerde Ankara’da önemli siyasetçiler kara kara düşünüyor. Bakan adayı mı olsam yoksa vekil adayı mı olsam diyorlar. Çünkü milletvekili olan bakan olamayacak bakan olan milletvekili olamayacak. O nedenle işler karışık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan işaret almadan hareket edemiyorlar. Kim bilir bakanlık bekleyen kaç bakan yarı yolda kalacak. Ben bakan olacağım diye vekil olmayanlar belki de bakanda olamayacak. Buralarda işler karışık.

 Bir başka nokta ise yüz bin imza ile aday olabilme imkânı. Bu imkân demokratik açıdan önemli bir imkândır. Mecliste grubu bulunmayan siyasi partilere bir fırsat sunuyor. Bir aday partisi olmasa bile yüz bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı olabilir. Bu imkân demokrasimizin geldiği noktayı göstermesi bakımından önemlidir. Önceden noterden imza isteniyordu. Ciddi bir noter parası gerekiyordu. Bu noter parası da kaldırıldı. İsteyen herkes aday olabilecek.

Bir başka önemli nokta ise ittifaklara imkân sağlanıyor. Bütün seçimlerde kapalı ittifaklar yapılmıştır. İttifaklar artık açık hale geliyor. Şuanda Cumhur ittifakı var. AK Parti ve MHP kendi logolarıyla seçimlere girecekler. Gizli ya da örtük ittifaklar dönemi bitti. Siyasi tarihimiz gizli ittifaklarla dolu. Kamuoyu ittifakları bilse de seçim pusulaların da partiler kendi logolarıyla seçimlere giremiyorlardı. Refah Partisi-MHP ve IDP 1990 yılında ittifak yaptılar. Refah Partisinin çatısı altında seçime girdiler. Yine SHP-HEP yani şimdiki HDP ittifak yaptılar. Sonraki yıllarda Anavatan Partisi ile Büyük Birlik Partisi ittifak yaptılar. DP ve Anavatan Partisi ittifak yaptılar. Saadet Partisi ve BBP ittifak yaptı. Bu ittifaklar hülle ya da örtülü ittifaktı. Şimdi halkın önüne şeffaf ittifak imkânı doğdu. Bu imkân siyasetin alanını genişletti. Küçük partiler ittifak yaparak barajı aşabilecekler. Bu konuda bir ilk yaşanacak.

Her yönüyle bu seçim ilklerin seçimi olacak. Bu seçimler önemli. Türkiye şu an milli ve yerli bir dış politika izliyor. Milli sanayi, milli ekonomi, milli üretim diyor. Yedi düvel Erdoğan’ın üzerine geliyor. Bu seçimlerde birçok ilk var. Bu ilklerden daha da önemlisi Erdoğan’ın devam etmesidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülke olmak üzere. Bölgede etkin bir ülke olmak üzere. Tam bağımsız bir ülke olmaya ramak kaldı. Bu bağımsızlığın sağlanması Erdoğan’ın kazanmasına bağlı. O nedenle tarihi bir seçimde millet olarak Erdoğan’a sahip çıkmalıyız.