FETÖ zehrinin panzehiri
“Bizi yanlış yola sevk eden kötülükler biliriz ki çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir…” (Atatürk, Adana, 16 Mart 1923)
Bugün 15 Temmuz; Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne, onun kurumlarına; meclisine ve ordusuna yönelik FETÖ darbesinin yıldönümü… 15 Temmuz konuşulurken bazı şeyler nedense hiç konuşulmuyor. Mesela FETÖ’nün “biat kültürüne” dayanan “bir cemaat” yapılanması olduğu konuşulmuyor. FETÖ’nün özünde “din istismarı” ve “Allah’la aldatmak” olduğu konuşulmuyor. FETÖ’nün, laikliğin içinin boşaltıldığı yıllarda gittikçe büyüyen cemaat-tarikat bataklığında filizlendiği ve Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyet’i içeriden yıkmak için örgütlendiği de konuşulmuyor.
Atatürk, Milli Mücadele yıllarında ve Cumhuriyet döneminde din istismarıyla, “dincilikle” bizzat mücadele etmek zorunda kaldı. Atatürk, tarihten aldığı derslerle “bağımsız” ve “laik” bir Cumhuriyet kurdu. Eğer o “bağımsız” ve “laik” Cumhuriyeti koruyup geliştirebilseydik FETÖ darbesini yaşamazdık.
MİLLİ MÜCADELE VE SONRASINDA “DİNCİLİK”