Ablacım size nasıl bir ‘ben’ lazımdı?
Cem Yılmaz’ın, Candaş Tolga ile yaptığı programı izledim geçen gün. Epey önce yayınlanan programın tekrarıydı. Sürekli neyi neden yaptığını anlatmaya çalışan, yorulmuş...
Cem Yılmaz’ın, Candaş Tolga ile yaptığı programı izledim geçen gün. Epey önce yayınlanan programın tekrarıydı. Sürekli neyi neden yaptığını anlatmaya çalışan, yorulmuş yılmış bir adam vardı karşımda. “Ne kadar zor” dedim içimden. ‘Canım istedi yaptım’ diyeceği bir noktadayken, bunu söyleyememek ne yıpratıcı, ne yorucu gerçekten. Seninle ilgili her kafadan bir ses çıkması, ne yapsan beğendirememek, ne desen eleştirilmek, suçlanmak.. Bu biraz da sosyal medya yüzünden böyle. Gerçekten mertlik bozuldu!
Oturduğun yerden ‘beğendim’ ‘beğenmedim’ yazabilmek ne büyük lüks, hatta ne büyük tuzak. İçinden geçirdiğin cümleyi oraya yazmaya zorluyor seni bu meret. Sadece ünlülere mi yapılıyor? Hayır, herkese. Çünkü evinde oturan mutsuz, kıskanç, kötü, sevgisiz kişiler için çok kolay! Geçtiğimiz günlerde Instagram üzerinden bir canlı yayın yaptım. Hiç tanımadığım biri, “ay nolmuş size, ne kadar yaşlanmışsınız” yazdı mesela.
Biri ‘şuranız niye öyle?’, diğeri ‘niye çay içiyorsunuz yayında, saygısızlık değil mi?’ gibi bir dolu şey. Şunu yazabilirdim; “Yaşım 45, bu yaşta yüz sarkıyor, çizgiler çıkıyor, normal yani. Peki size ne lazımdı ablacım?” Ama istedikleri bu. Kaale bile almıyorum, direkt blokluyorum! Yazdığı şeye bozulduğumdan değil; sadece onun bunu söyleme hakkı olmadığı için. Siber zorbalık yaptığı için. Ve hayatımda böyle enerjileri hiç istemediğim için.
Demek istediğim bu tiplere kendini anlatmana gerek yok. Cem Yılmaz da keşke Twitter’da cevap yetiştirmeye çalışmasa artık. Önüne baksa, işine baksa, üretmeye kanalize olsa.. Zaten ona hayran seyircileri var, herkes herkese bayılmak zorunda değil. Bence yeni yılda kendimize yapacağımız en iyi şey bu olmalı. Bu kötü enerjileri kendimizden hayatımızdan uzaklaştırmak.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde Turgut Özal heykeline biri maske takmış. Ya makara olsun diye ya da maske farkındalığını artırmak için. Partililer de, Özal’ın heykeline maske takılmasını ‘alçakça’ ve ‘saygısızca’ bulmuşlar, toplanmış özür bekliyorlar. Fazla abartmıyor musunuz beyler? Çok mu aşağılayıcı bir şey maske takmak, hepimiz takmıyor muyuz? Hatta bıraksaydınız kalsaydı; maske takmayı unutanlar hatırlardı, utanırdı belki de.
Yüzde bin eminim, Turgut Özal duysaydı; “Bırakın kalsın, faydamız dokunsun” derdi. Ayrıca hiç partili ayırmadan söylüyorum... Şu siyasetçilerin incir çekirdeğini doldurmayacak meseleleri büyütmesine çok gülüyorum. Memleketin onca sorunu var büyütülecek, hiçbiri için seslerini duymadık; ne kadına şiddet, ne çocuklara taciz, ne hayvanlara işkence, ne parasızlık, ne işsizlik… Kimsenin bunlara gıkı çıkmaz ama maske çok hassas! Allah aşkına bırakın şu işleri.