Gitmek mi zor, kalmak mı?
İşte her bayram tatilinde karşımıza çıkan en klişe soru! Gitsen bir türlü, kalsan bir türlü. Çünkü gitmek demek, tam bir eziyet demek. Havaalanları tıklım tıkış. Yollar desen, Hollywood...
İşte her bayram tatilinde karşımıza çıkan en klişe soru! Gitsen bir türlü, kalsan bir türlü. Çünkü gitmek demek, tam bir eziyet demek. Havaalanları tıklım tıkış.
Yollar desen, Hollywood filmlerindeki sahneler gibi; kıyamet alametlerinden ya da uzaydan gelmiş canavarlardan kaçarken yollarda oluşan uzun kuyrukları andırıyor. Sadece havalimanları, yollar da değil; tatil beldeleri de doluluktan patlamak üzere. Trafikten bir yerden bir yere gitmek namümkün. Sadece Muğla sahillerine 3-4 milyon tatilci bekleniyormuş, şaka gibi değil mi? Ama İstanbul öyle mi? En güzel zamanları şimdi…
Milyonlarca kişi İstanbul’u terk etti arkadaşlar, hiç de hafife alınacak şey değil. Ben de tam sakin, trafiksiz, koşturmacasız yaşayacağım 3-5 günün hayalini kurarken; arkadaş kurbanı oldum, cebren ve hile ile İstanbul’dan ve huzurdan uzaklaştırıldım. Bakmayın aklım hâlâ İstanbul’da.
Şimdi İstanbul’da olsam neler neler yapardım diye düşünüp duruyorum. Çünkü İstanbul’u yaşamak için şahane vakit. Yani kalanlar; üzülmeyin tadını çıkarın diyorum. Size, kalsaydım yapacaklarımın listesini bırakıyorum. İsteyen bir dal alsın. Hadi herkese huzurlu, keyifli, mutlu bayramlar…
İSTANBUL SİZE KALDI TADINI ÇIKARIN
■ Filmlerini, birikmiş dizilerini izle, kitaplarını oku, yeni mekanlar keşfet; tatil sonrasına en donanımlı, dolu halinle başla!
■ Yollar bomboş, normalde gözünüzde büyüttüğünüz, gidemediğiniz her yere akın gidin. Mesela uzak yerlere... Hiç getmediğiniz semtlere. Kafelerine oturun, çay bahçelerine yayılın. Fotoğraf çekin, turist gibi yaşayın.